Ana sayfa » Güncel » GEZİ DAVASI ÜZERİNE…

GEZİ DAVASI ÜZERİNE…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

Aradan tam 6 yıl geçtikten sonra, “Gezi Parkı Olayları” ve bu eyleme maddi-manevi destek verdikleri iddiasıyla 16 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

Örneğin Osman Kavala adlı işadamı, bu dava nedeniyle son 20 aydır  “tutuklu” olarak cezaevinde. Yani, bir yargılama sonucu “hüküm” giymeden özgürlüğü elinden alınmış! Gerekçe; “Gezi olaylarına masa sandalye göndermiş!”

Sanıklar, “Darbeye, kaosa ve kargaşaya yol açmak” ile suçlanıyor!
Tıpkı, Türk Ordusu ve aydınlara karşı düzenlenen Ergenekon kumpasında olduğu gibi!..

İddianameye dayanak olacak elle tutulur kanıtlar yok!..

GEZİ OLAYLARI neydi?

Siyasi iktidar, Taksim’deki Gezi Parkı’nın olduğu yerde, Osmanlı döneminde var olan ve gerici ayaklanmanın merkezi olan bir kışlayı yeniden inşa etmek istiyordu! Bu nedenle, parktaki ağaçlar kesilecek, park ortadan kalkacaktı.

Kent estetiği ve çevre duyarlı insanlar da bu olayı protesto etmek için Gezi Parkı’nda bir eylem sürecine girdiler.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 25. Maddesi;

“Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir” diyor.

  1. Maddede ise;
  2. “Herkes, düşünce ve kanaatini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” diyor!

2001 yılında bu maddede değişiklik yapılarak;

“Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyet’in temel nitelikleri ve Devlet’in ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi…” gerekçeleri ile sınırlandırılıyor!

Anayasa Madde 34’de ise;

“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” diyor ama yukarıdaki gerekçelerle sınırlandırılıyor!

Şimdi, İstanbul Taksim Meydanı ve Beyoğlu-İstiklal caddesinin bugünkü haline bakın! Ağaçlar kesilmiş, meydan ve bu güzelim cadde betonlaşmıştır!

AKP’li belediye yönetimi, “İmar Plan Tadilatları” ile;

orman alanlarını, çocuk parklarını, deprem toplanma alanlarını ve güzelim tarım alanlarını inşaat sektörünün yağmasına açmıştır.

Bu vahşi düzenin “İstanbul’a ihanet” olduğunu sayın Erdoğan bile kabul etti!

AKP’li belediyelerde benzer “çevre talanları” yaşandı.

Sonuç;

altyapıları da yetersiz olan kentlerimiz her şiddetli yağmur sonrası sel felaketleri yaşıyor!

Yalnızca 3. Havalimanı için 13 milyon ağaç kesilmiş!

Ülkemizin en güzel ormanları taş ocakları ve siyanürle altın arama ilkelliği ile talan edilmiş!

Aslında, “ULUSAL DOĞAL VARLIKLARA” yönelik ihanetleri ile AKP’li kent yöneticilerinin Yargı önüne çıkmaları gerekmez mi?

AKP, kendisine yönelik her türlü eleştiri ve eyleme karşı çok yönlü bir tepki ile bakıyor ve cezalandırmaya çalışıyor!

AKP’yi eleştirenlere en ağır dille tepki gösteriliyor!

Karşı siyasi partiye oy verenlere “AZGIN AZINLIK” deniyor!

Muhalif partiler ve adayları “Terörle işbirliği” yapmakla suçlanıyor!

Seçimlerde “tarafsız kalması” gereken İçişler ve Adalet Bakanları, birer militan gibi AKP adayları için çalışıyorlar!

“NEFRET SÖYLEMİ” AKP’nin vazgeçemediği bir siyasi kimliği haline gelmiş!

Son yerel seçimlerde bu söyleme karşı vatandaşın verdiği yanıtı artık görmüş olmalılar!

Yeniden Gezi Olayları’nı düşünürsek;

polis saldırısına uğrayan vatandaşları tedavi eden doktorlara bile soruşturma açıldı.

Bu eyleme katılanlar şiddete uğradılar, gözaltına alındılar, tutuklandılar, “vatandaş olarak Anayasal haklarını kullanırken” suçlu sayıldılar.

Bu olayın arkasında, AKP hükümetine yönelik bir kalkışma, bir “darbe denemesi” olduğu iddia edildi.

İşte, bugünkü dava bu şaşı bakışın bir ürünüdür!

Şu unutulmamalıdır ki;

demokratik bir HUKUK Devleti’nde muhalefet ve halkın tepkileri Anayasal haktır!

Kuşku yok ki, bu ülkede de “Herkes için ADALET” er ya da geç bir gün gerçekleşecektir!..

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com