Ana sayfa » Kültür-Sanat » ÇİĞDEM ÇİMEN: “AYVALIK ZEYTİN CUMHURİYETİ 1…”

ÇİĞDEM ÇİMEN: “AYVALIK ZEYTİN CUMHURİYETİ 1…”

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

“Cumhuriyetimizim Yüzüncü Yılında Geçmişten Günümüze Ayvalık’ta Zeytin Hasadı’’ adlı kitap, geçtiğimiz aralık ayında çıktı. Ölümsüz ağaç zeytin ve bir dünya markası Ayvalık’ı buluşturan eserin editörü Halil Genç. Kendisi Ayvalık’ı, Kazdağları’ndan esen poyrazla farklı, Midilli’den esen imbat ile farklı mavilere bürünen bir cennet olarak görmektedir.

Sadece Ayvalık’ın değil ülkemizin de kültürel mirasına nice katkılar sunan yayının Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında okur ile buluşması oldukça anlamlı. Bunun bilince olan, Ayvalık’ta zeytin ve zeytin ürünlerine yön veren genç anlayış, dünyanın önde gelen üretici firmalarıyla iletişim halindedir. Bu niteliğe sahip Ayvalıklı işletme sahiplerinin, edebiyatçılar ve bilim insanlarının yazılarından oluşan kitap, dünyaya sunulan bir kültür armağanıdır.

Biz okurlara yepyeni araştırma pencereleri açan eserden edindiğimiz bilgiye göre; Ayvalık bölgesinde, zeytin yetiştiriciliği iki bin beş yüz yıl öncesine dayanmaktadır. İki milyon adede yaklaşan zeytin ağacı, Ayvalık’ın sahip olduğu zirai alanlarının %83’ünü oluşturmaktadır. Ayvalık’ın eşsiz zenginliğidir, bu veri. Sadece bir rakamdan ibaret değildir. İlçede gerçekleşen zeytin faaliyetlerinin ve nesilden nesile aktarılan kadim zeytin kültürünün dünya çapında bir değer olmasını sağlamıştır.

Osmanlı döneminde, Ayvalık’ta zeytinlikler Ayazmend (Altınova) kazasında yoğundu. 1530 tarihli tahrir defterlerinden de Muratili (Murateli) ve Araplar (Mutluköy) karyeleri çevrelerinde zeytinliklerin yoğun olarak bulunduğu bilgisine ulaşılıyor. Daha sonraki dönemde, zeytinlikler Cunda Adası’nda tahsis edilmiştir. Cunda-Keremköy arasındaki zeytinlikler de yine bu dönemde tahsis edilmiştir.

Ayvalık’ta bulunan zeytin ağaçlarının yarısından çoğunun yaşı, iki yüzü geçmektedir. Yaşlı zeytin ağaçları; Aktepe, Karlıca, Kilisetepe, Periçeşme, Eskiköy, Çardaktepe, Domuzçukuru, İbrahim Tepe ve Patriça gibi mevkilerde bulunmaktadır.

Bilge zeytin ağaçları, sahiplerinin kendilerine gerekli olan ilgiyi ve özeni gösterdiği için bugünlere ulaşmıştır. Her biri, maddi ve manevi değeri çok büyük olan doğal ve kültürel mirastır. İlçede tespit edilen seksen bir anıt ağaç vardır. Anıt ağaçların izinin sürüldüğü bir ‘’Anıt Zeytin Ağacı Rotası’’ ile zeytin ve zeytinyağının kültürü, kim bilir daha başka hangi diyarlara ulaşacak? Daha başka kimleri kendisine hayran bırakacak?

Ayvalık Zeytin Galerisi, arkaik dönemden beri zeytinyağına ait görselleri ziyaretçilerini ilgisine sunmaktadır. Zeytin ve insanı bütünleştiren bir diğer kültür durağı da Ayvalık Zeytinyağı Endüstri Müzesi’dir. Keremköy’de bulunan Gümüşlü Zeytinyağı Fabrikası, dönemin Sanayi Bakanlığı’nca onaylanan ilk sulu baskı zeytinyağı fabrikasıdır.

Ayvalık’ta zeytin tarihinin derinliklerinde dolaşırken, ülkemizde 4 Kasım 1943 tarihinde, ilk kez ‘’Zeytin Bayramı’nın kutlandığı gerçeği ile karşılaşıyoruz. Günümüze taşımayı başaramadığımız zeytin bayramı; ‘’Zeytin ağacına, daha çok kazanç sağlama hırsı ile neden düşmanca bir tavır sergiliyoruz. ‘’ gibi birçok soruyu da akıllara getiriyor.

Sanki ‘’ Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ’’ ve ‘’ Zeytin Kanunu ’’ ile tarım arazilerinde yapılaşmayı durduran biz değildik? Tarihsel kimliğimizi unutup ne zamandan beri zeytin ağacının karşısına geçtik? Bugün de zeytini, iklim değişikliğine karşı korumakla yükümlü olduğumuzun farkında mıyız?

Hayat verdiği topraklarda zeytin ağacı, maden ocakları, termik santralleri ve inşaat alanları için katledildiğini elbette unutmaz. Ayçiçeği başta olmak üzere diğer bitkisel yağların zeytinyağından çok daha sağlıklı olduğunu anlatıp bizleri uyutanları da bilir ölmez ağaç. Bütün bu zorlu süreçte, kendisini on sekiz yıldır hiçbir zaman yalnız bırakmayan sadık dostu ise Ayvalık’tır. Ayvalık; bıkmadan usanmadan anlatır, en sağlıklı yağın zeytinyağı olduğunu.

  1. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali, Ayvalık’ın bir doğa ve lezzet durağı olarak marka değerini arttırmıştır. Gastronomi, kültür, sanat ve doğa gibi turistik öğelerin varlığı, turizm sezonunu uzatmıştır. Bu açıdan ele alırsak, Ayvalık’ın kültür kongre, sualtı ve su üstü sporları ve gastronomi turizmi olarak dört farklı turizm alanında da söz sahibi olabilmesi için gerekli olan bütün değerlere sahip olduğunu anlaşılmaktadır. Ayvalık’ın sualtı zenginliği olan kızıl mercanlar, bir de İtalya’da Portofino şehrinde kendisini gösterir. Dünyanın bir başka köşesinde, başka bir örneği yok.

Küspesi, çekirdeği, pirinası ve dallarıyla da bambaşka kazanımların mimarı zeytin ağacı, geleceğimiz çocuklar için de başlıca umut kaynağıdır. Ayvalıklı çocuklar, bin bir emekle oluşturulan ve çalışmalarına devam eden ‘’Zeytin Çekirdekleri’’ korosu ile Paris’te ülkemizi temsil etti. Günümüzde de Ayvalık’ın özellikle kırsal mahallerindeki çocukların yeteneklerini gözler önüne sermektedir.

‘’Çekirdek Kumpanya’’ , Ayvalık Tiyatro Festivali’nde tiyatro severler olmak üzere bütün herkesin takdirini kazandı. Birbirinden başarılı Ayvalıklı çocukları, sahnede izleyenler arasında geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz ünlü tiyatro sanatçısı Aylan Algan da vardı. Kendisi, Çekirdek Kumpanyası ile çalışmak istediğini söylemişti… (Devam edecek.)

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2023 | Kuzeyegehaber.com