Ana sayfa » Güncel » Çiğdem Çimen-SINDIRGI SİYANÜR ÇÖPLÜĞÜNE DÖNÜŞMESİN…

Çiğdem Çimen-SINDIRGI SİYANÜR ÇÖPLÜĞÜNE DÖNÜŞMESİN…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

Balıkesir’e bağlı olan Sındırgı ilçesinin tarihi çok eskiye dayanmaktadır.. Şehir olarak kuruluşu 18. yüzyılın sonlarına denk gelmektedir. MÖ 6. yüzyılda Persler, Lidya ve bütün Anadolu ile beraber bütün Misya bölgesi İran İmparatorluğu’na katılmıştır. 200 yıl kadar İran egemenliği altında kalan bölge, Bergama Krallığı ile birlikte Romalıların yönetimine geçmiştir.

Daha sonra, önce Bizans sonra Selçuklular tarafından ele geçirilip idare edilmiştir. Karesi Beyliği’nden sonra Osmanlı egemenliği altına giren bölgeye gelen Türkmen topluluklarından Çavdarlılar ve Avşarlılar Sındırgı yöresine yerleşmişlerdir.

Çavdarlı aşiretinden Halil Ağa’nın torunları aralarında anlaşamamıştır. Kardeşlerden Şerif İstanbul’a gitmiş, saraya girmiş bir süre sonra paşa unvanını alarak Sındırgı’ya dönmüştür. Kocakonak Mahallesi’ne yerleşmiştir. Sındırgı’nın bulunduğu yere, kendisine koruluk ve çiftlik yapmıştır. Daha sonra buraya, Midilli Adası’ndan getirttiği Rum ustalara Koca Camii (Şerif Paşa Camii) ve yanındaki Koca Hanı (hamam) yaptırmıştır.

Böylece bugünkü Sındırgı, Koruköy adını alarak 1845 yılında köy haline gelmiştir.1884 yılında belediye kurulmuştur, 1913 yılında Bigadiç’ten ayrılarak ilçe olmuştur. 29 Haziran 1920 tarihinde, Yunanlılar Sındırgı’yı işgal etmiştir. Bu işgale karşı canla başla mücadele eden ilçe halkı, Rum birliklerini yıldırmış, burada barınamayacaklarını anlayan işgalcilerin ilçeyi terk etmelerini sağlamıştır. 3 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtulan Sındırgılılar, bu onurlu günü resmi kurtuluş günü kabul ederek her yıl büyük bir coşkuyla kutlamaktadır.

Sındırgı’nın kuzeyinde Balıkesir‘in Dursunbey ve Bigadiç ilçeleri, güneyinde Manisa’nın Demirci, Gördes ve Akhisar ilçeleri, batısında yine Manisa’nın Kırkağaç, doğusunda Kütahya’nın Simav ilçesi yer alır. Sındırgı’da Marmara ve Ege kültürü yaşatılmaktadır. 2017 yılında doğal şehir ödülünü almış olan ilçe, geleceğini turizm de görmektedir. Özellikle kaplıca turizmi her geçen yıl gelişmektedir.

Emendere mevkiinde çıkan minarel, su değerleri açısından oldukça önemlidir. Yüzeyde kendiliğinden çıkan jeotermal enerji kaynağı havzasına sahip olan Sındırgı ilçe merkezine 10 km. uzaklıktaki Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait Kertil orman içi piknik ve mesire yerine, civar il ve ilçelerden gelen vatandaşlar yoğun ilgi göstermektedir. Çaygören Barajı da tarım ve turizm yönünden değerlidir. Sındırgı, bir zamanlar ülkemizin tütün ambarı olarak bilinirdi. Son yıllarda turşuluk salatalık üretilmektedir. El dokuması Yağcıbedir halıları, üç bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Ata sporumuz yağlı pehlivan güreşleri de ilçede ilgi görmektedir.

Sevgili okurlarım, buraya kadar Sındırgı’nın doğal ve kültürel değerlerini en genel hatlarıyla anlatmaya çalıştım. Yazımın bundan sonra kısmında ise, Sındırgı’nın sahip olduğu bütün bu zenginliği tehdit eden madencilik faaliyetinden bahsetmek istiyorum.

Sevgili okurlarım, Sındırgı’dan Uşak’a doğru giderseniz Zenit Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait Kızıltepe Altın-Gümüş Madeni sahası karşınıza çıkacaktır. Ne yazık ki, siyanür havuzları da Yolcupınar, Umurlar, Taşköy, Çoturtepe ,Yusufçamı, Hisaralan köylerine, tarım ve hayvancılık yapılan verimli arazilere ve termal su kaynaklarına oldukça yakın.

Peki, bu Zenit Madencilik neyin nesidir dersiniz. Sizlere şirket hakkında şu bilgileri vermek istiyorum.

Londra merkezli Ariana Resources firması, ülkemize ilk gelen altın firmalarındandır. Türkiye’deki yerel ofisleri olarak Ankara merkezli Galata Madencilik San. ve Tic. Ltd. şirketi gözükmekteydi. Galata Madencilik firmasının Proccea İnşaat ile ortak olarak Zenit Madencilik A.Ş şirketini kurduğu bilinmektedir. Zenit Madenciliğin kurucu ortağı olan Proccea İnşaat firmasının yan kuruluşu ise Proccea Contruction Co. Bu şirketi de Ariana Resources şirketinin Türkiye’deki bir başka ortağıdır.

İşte bu bağlantıları olan şirket, yaklaşık 8 yıldır Sındırgı’da siyanür ile altın arama faaliyetlerine devam etmektedir. Ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi ilçemizde iş olanakları oldukça kısıtlıdır. Bu nedenle Sındırgı halkının maden sahalarında çalışan personeli sessiz kalmaktadır. Sesini çıkaranlar ise ekonomik tehditle karşı karşıya kalmaktadır. Zenit Madencilik ise havuzlarında yüzdürdüğü ördeklerle, bilindik zararlı değil propagandasını kamuoyuna göstermektedir. Bu bilindik göz boyama çabaları maden şirketinden beklentileri olan halk tarafından kabullenilmiş görünüyor.

Oysa havaya dağılan azot ve siyanür, yağmur ile tarım alanlarına ulaşarak Balıkesir-Kütahya havzasında zehir salınımına sebep oluyor. Ağaçlardaki tahribatı da gözlenebiliyor. Siyanürle altın arama faaliyetlerinde bulunulan diğer yerlerdeki gibi kanser hastalığına yakalanma oranlarında Sındırgı’da da bir artış gözlenmektedir. Bu sayı 10 yıl içinde 150 artacak ve 20 yıl içinde ise 30 bin nüfuslu ilçenin 4/2’si hastalığın pençesine düşecek. Bu gidişle, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan ilçede 10 yıl sonra verimli tarım alanı bulmak, doğal tarım ürünlerine ulaşmak neredeyse imkânsız.

Sındırgı’yı yönetenlerin bir seçim yapması gerekiyor. Turizm ile madencilik arasında. Sındırgı bir doğal şehir olarak mı bilinecek yoksa siyanür şehri mi? Maden sahasından elde edilen gelirin 50 katı turizmden elde edilebileceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Bu nedenle sessiz kalınmamalıdır. Bir şehrin yok olmasına izin verilmemelidir. Ekonomik nedenlerden dolayı hâkim olan bu sessizliğin elbet bir gün son bulacağına inanıyorum.

Kazdağları için Kirazlı’da bir araya gelen on binler ve geçtiğimiz günlerde 70 traktörüyle toprağına sahip çıkan Bilecikliler gibi Sındırgılılar da topraklarına sahip çıkacaktır. Maden şirketinin varlığını kabul ettirmek için bulunduğu makam ve mevkiinin gücünü kullananlara, siyanür zehrine göz yumanlara Kuvayi Milliye kahramanları Makbule Efe ve İbrahim Ethem Akıncı’nın torunlarının bir yanıtı mutlaka olacaktır..

blank
blank

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2023 | Kuzeyegehaber.com