Ana sayfa » Güncel » İZMİR İÇİN İKLİM FELAKETİ SENARYOSU!

İZMİR İÇİN İKLİM FELAKETİ SENARYOSU!

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-Yayınlanan son iklim raporuna göre 2100’e kadar denizler 84 santimetre yükselecek. İstanbul ve İzmir, Avrupa’da bu durumdan en çok etkilenecek 3 kent arasında yer alıyor. Ege ve Akdeniz’de kıyılarda 50-75 cm yükselme bekleniyor.

İklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesine, okyanus sıcaklığının artmasına, buzul kütlelerinin erimesine ve donmuş toprakların çözülerek milyarlarca ton metan gazının atmosfere salınmasına yol açıyor.
 

“Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin Değişen İklimde Okyanuslar ve Kriyosfer Raporu”ndan derlenen bilgilere göre, iklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesine, okyanus sıcaklığının artmasına, buzul kütlelerinin erimesine ve donmuş toprakların çözülerek milyarlarca ton metan gazının atmosfere salınmasına yol açıyor.

İklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde, dünyada emisyonlar azaltılmazsa 2100 yılı itibarıyla okyanuslar geçen yüzyıla göre 10 kat daha hızlı yükselebilir.

  1. yüzyılın sonlarından beri okyanus sıcaklığındaki artış hızı ise ikiye katlandı. Bu nedenle okyanuslardaki bu değişim, hava olaylarını ve deniz yaşamını etkilemeye devam edecek.
    İnsan kaynaklı sera gazı emisyonlarının sonucu olarak şu ana kadar 16 santimetre yükselen deniz seviyesi, emisyonların azaltılmaması durumunda her yıl 15 milimetrelik artışla 2100’de 84 santimetre daha yükselebilir.

Deniz seviyesindeki yükselme ve okyanustaki değişimlerle bazı ada ülkelerinin yaşanmaz hale gelme ihtimali güçlenirken, emisyonların artması halinde 2300 yılında deniz seviyesi 5,4 metreye kadar çıkabilir.

Deniz seviyesinin yükselmesinden en çok etkilenecek kentler arasında Mumbai, Şangay, New York, Miami, Lagos, Bangkok ve Tokyo bulunuyor. En yüksek tehdit altındaki 20 küresel liman şehrinde, deniz seviyesinin 50 santimetre yükselmesi 26,9 trilyon dolarlık ekonomik değere sahip altyapının sular altında kalmasıyla sonuçlanabilir.

TÜRKİYE DE CİDDİ DERECEDE ETKİLENECEK..

Hürriyet gazetesinden Emre Eser’in haberine göre, IPCC, bu raporu hazırlarken bilim insanları ile 36 farklı ülkeden 7 bin araştırma ve bilimsel veri paylaştı. Ana raporda paylaşılmayan ancak bilim insanlarına gönderilen bu bilimsel verilere göre okyanus ve buzullardaki bozulmalardan Türkiye de ciddi derecede etkilenecek, bazı kıyı yerleşimleri kaybolacak.

İstanbul ve İzmir’de 50 cm deniz seviyesi yükselmesi sonucu yüz binlerce kişi taşkınlara maruz kalacak. İstanbul sadece bu nedenle 2100’e kadar 9,8 milyar maliyetle Avrupa’da en yüksek finansal zarara uğrayacak kent olacak. İzmir ise 5.7 milyar dolarla 3. sırada yer alacak. Karadeniz’deki kentler kumsalların yanısını kaybedecek. Ege’deki balık türlerinin yaklaşık yüzde 20’si yok olacak.

PLAJLAR TEHLİKE ALTINDA!

Haberde, IPCC’nin yayınladığı son okyanus ve kriyosfer (buz küre) raporunu değerlendiren bilim insanları, Türkiye’nin bu konuda atacağı adımlann kritik olduğunu söylüyor.

ODTÜ Kıyı ve Deniz Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Gülizar Özyurt Tarakcıoğlu, “2100 yılına kadar Ege ve Akdeniz’de kayılarda 50-75 cm yükselme olacak. Özellikle alçak rakımlı kayılarda deltalar ve plajlar yok olacak. Kuşadası, Marmaris ve Antalya’da pek çok plaj tamamen kaybolacak.

Bazı arkeolojik alanları su basacak. Türkiye önümüzdeki dönemde duvar ve mahmuz (Kıyıdaki bozulmaları önleyen yığma yapı) gibi kıyı koruma yapılarını gündemine alacak. Limanları revize edecek” dedi.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Barış Salihoğlu da, “Deniz suyunun ısınması Marmara ve Karadeniz’i bozuyor. Oksijensiz kısım yüzeye yaklaşıyor. Marmara’da durum çok kritik ölü bir deniz olabilir. Ekosistem tehlike altında. Denizlerimiz asitleniyor. İstilacı türler arttı. Bu denizlere giren kimyasalı acilen azaltmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Oslo Üniversitesi’nden Dr. Yeliz A.Yılmaz ise, “Karbon salınımı çok yüksek seviyede. Bugün emisyonları durdursak bile okyanuslardaki ısınma bir süre daha devam edecek. Buz ve kar örtüsündeki değişimler Türkiye için büyük risk taşıyor.

Kar sularından beslenen nehirler tarım alanlarını ve HES’leri besliyor. Suyumuzu paylaştığımız diğer ülkelerle geçmişte yaşadığımız sorunlar yakın zamanda tekrar gündeme gelebilir” dedi..

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com