Ana sayfa » Güncel » İZMİR KENT KONSEYİNİN YENİ BAŞKANI PROF. ADNAN AKYARLI…

İZMİR KENT KONSEYİNİN YENİ BAŞKANI PROF. ADNAN AKYARLI…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER- İzmir Kent Konseyi’nin 17’nci Seçimli Olağan Genel Kurulu, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Genel Kurul’da İzmir Kent Konseyi’nin yeni başkanı seçildi.

Son seçimden bu yana İzmir Kent Konseyi Başkanlığı görevini yürüten Seniye Nazik Işık, İZELMAN Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adnan Akyarlı, Yrd. Doç. Metin Erten ve İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu Başkanı Yalçın Kocabıyık başkanlık için yarıştı. İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Tunç Soyer, seçim öncesinde Genel Kurul’da yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.

Üç tur olarak gerçekleşen seçimde İzmir Kent Konseyi Başkanlığı’na Adnan Akyarlı seçildi. Başkanlık seçiminin ardından 14 kişilik Yürütme Kurulu’nun belirlenmesi için seçim başladı.

Birinci turda hazirunun 3’te 2’sinin oyunu alan başkan seçilmiş olacak. Eğer ilk turda adaylardan biri yeterli oyu alamazsa seçimde ikinci tura geçilecek. İkinci turda hazirunun yüzde 50’sinden 1 fazlasının oyunu alan başkan seçilecek. Eğer adaylardan biri bu oranı yakalayamazsa seçim üçüncü tura kalacak. Üçüncü turda en çok oyu alan isim başkan seçilecek.

‘DEMOKRASİ KRİZİ’

İBB Başkanı Tunç Soyer, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada kent konseylerinin önemine vurgu yaptı. “Bugün İzmir Kent Konseyi’nin yeni yönetimi seçilecek, yeni yönetim belki de bugüne kadar ki en zor görevi üstlenmiş olacak” diyen Başkan Soyer, “Çünkü ülkemiz büyük krizlerden geçiyor. Siyasal, toplumsal ve ekonomik açıdan çok derin sorunlar yaşıyoruz. Yoksulluk her geçen gün daha derinleşiyor. Şehrimiz İzmir elbette bu süreçlerin hiçbirinden azade değil. Yerkürenin ve bu ülkenin bir parçasıyız. Yaşamak zorunda kaldığımız bu sorunlar en temelde demokrasi krizinden kaynaklanıyor. Bu krizi aşabilmenin başlangıç noktası ise yerelden geçiyor. Çünkü demokrasinin özü, katılım ve ortak akla dayanıyor. Demokrasi ancak yerelden yükselirse gerçek anlamda demokrasi olabilir. Temsili demokrasinin eksik yanları ancak yerelin gücüyle tamamlanabilir. Bu da ancak katılımcı demokrasi kültürünün yaygınlaşmasıyla mümkün. Katılımcı demokrasiyi büyütecek aktörlerin başında kent konseyi geliyor. Çünkü iyi çalışan, aktif bir kent konseyi sadece kırılgan kurumların yönetime katılmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda hak temelli savunuculukla adil bir yaşamın mihenk taşlarını oluşturuyor. Tüm bunların toplamında demokrasinin önündeki engelleri ortadan kaldırıyor” açıklamalarında bulundu.

‘SÖZ VERİYORUM..’

“Kent konseyi, hiçbir belediye başkanının arka bahçesi olmamalı” sözleriyle konuşmasını sürdüren Başkan Soyer, “Göreve geldiğimiz günden beri kent konseyinin kurumsal kapasitesini büyütmek, özerkliğini genişletebilmek ve kent yönetimine daha doğrudan katılımın önünü açmak için her türlü adımı atmaya gayret ettik. Bu anlamda, Nazik Işık’a teşekkür etmek istiyorum. Birlikte verimli bir dönem geçirdik. Biz ne yapsak az… Kent konseyinin meşru oturduğu zemin ve onun meşruiyetini sağlayan mevzuat, çok daha daha aktif kullanılmasının önünü açabilir. Ama öncelikle ‘mış’ gibi yapmaktan vazgeçmek, yönetime dahil olmasını sağlayacak özerk yapıyı kurmak gerekir.

Benim taahhütte bulunabileceğim bir konu var; hangi arkadaşım seçilirse seçilsin, sonuna kadar birlikte çalışacağımızı ve geçiş sürecinde kent konseyinin kent yönetimine daha aktif katılımının önünü açmaya gayret edeceğime söz veriyorum. Kent konseyimiz, önümüzdeki dönemde de çoklu krizlerin çözümünde büyük bir özveriyle çalışmaya devam edecek.

İBB, aynı kararlılıkla kent konseyine destek olmaya devam edecek. İzmir Kent Konseyi, Türkiye’nin en katılımcı en demokratik ve en özgür kent konseyi olma unvanını hak etmiştir. Bu çıtayı yükseltmeye hiçbir engel yoktur. Kent konseyi varlığıyla, demokrasinin 5 yılda bir sandığa gidilen bir rejim olmadığını bir yaşam biçimi olduğunu gösterecektir” diye konuştu.

‘BAĞIMLI OLMAMALIYIZ’

Başkan Soyer’in ardından kürsüye adaylar çıktı. Adaylardan ilk konuşan Yrd. Doç. Metin Erten oldu. Erten, şunları söyledi:

“Kentin sorunlarını konuşalım, tartışalım. Bunun için de sık sık toplanmak gerekiyor. En az iki ayda birdir, üyelerin çağrısı üzerine daha da sık olabilir. Alt meclislerin ve çalışma gruplarının çok daha fazla toplanması gerekiyor. Türkiye’ye bir model önermek zorundayız. İzmirli olarak bize bir görev düşüyor; Büyükşehir genelinde iyi çalışan bir model yok. Bu yüzden hep birlikte bir şeyler yapmak zorundayız, ‘İzmirli bu işi çok iyi yapıyor’ dedirtmeliyiz. Kent konseyi başkanının önemli bir yapısı vardır. Kent konseyi başkanı her gün mutlaka işinin başında olmalı. 30 ilçemiz var, bu ilçelere bir kez gidilse ayda bir sıra gelir. Bu işin mazereti olmaz, başkan hepsine yetecek. Beynimizin özgür olması, kimseye bağımlı olmamamız gerekiyor. Yaşımız ileri olabilir ama yüreğimizin delikanlı olması gerekiyor. Katılımcı demokrasi için, kentteki karar almaları söylemek için, İzmir’in başarılı insanlarını ön plana çıkarmak için, çocuklarımız için bir tarih yazmak için, kent konseylerinin bir çekim merkezi haline getirmemiz için sizi hep birlikte önümüzdeki dönemde buraya katkı koymaya çağırıyorum.”

‘SİZE GÜVENEREK YOLA ÇIKTIM’

İkinci dönem için başkanlığa talip olan Seniye Nazik ise Işık şöyle konuştu:

“Bir engelli kardeşi ve demokrat olarak, bir kadın olarak yaşadıklarımla çok şey öğrendim ve şunu gördüm; “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giden, onun ilkelerine inanan, eşitlikten adaletten vazgeçmeyen değerlere inanıyorsanız bu ülkede başınıza her zaman hem mücadele hem çok iş gelir. Ayakta kalmak birlikte yürümekle mümkündür. Demokrasiye inanarak, katılımcılığa güvenerek kendimi, sizlere, yol arkadaşlarıma emanet ederek yürümek için benim için onurdur. Biz ancak birlikte birbirimizi duyarak ilerlersek gerçekten ilerleme sağlayabiliriz. Karanlığa karşı aydınlığı yaymayı ancak böyle başarabiliriz. Hiçbir işte bu yüzden yalnız yürümek istemedim ve yalnız yürümedim. İzmir, Türkiye’nin en medeni en dışa açık kentlerinden biridir ama İzmir’de temsildeki yerimiz eşitlikten uzaktır. Siz değerli hazirun, 2020 yılında bana güven gösterdiniz ve kent konseyine başkan seçtiniz. Size minnettarım. Ben bu yola çıkarken kendi birikimime ve sivil toplumdaki çalışmalarıma, pek çoğunuzla birbirimize dokunmuşluğumuza değer verdim, güvendim. Sizin adaletinize güvenerek yola çıktım, gerçekten yanılmadım. Kent konseyini zor bir dönemden sonra ayağa kaldırdık. Yaşadığımız onca sıkıntıya rağmen adım adım bu noktaya getirdik. Hepinize şükranlarımı sunuyorum.”

‘SOYER’E TEŞEKKÜR’

Işık, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Ben bu yola çıkarken Sayın Tunç Soyer’in vizyonuna güvendim. Bugün burada yaptığı konuşmada vurguladığı gibi kent konseyinin hiçbir belediye başkanının arka bahçesi olmamasını istediğini o zaman da dile getirmişti. Kendisiyle ve kendisinin yönetimindeki belediye ile yaklaşık 2 yıldır kent konseyimize yeni ve değerli bir mekan kazandırdık. Sayın Soyer’e güvenirken yanılmamışım, bugün burada çıkan sonuç ne olursa olsun; mali açıdan bağımlı olsa bile idari olarak kendi kararlarını alabilen bağımsız bir kent konseyi sağlayacağını söylediği için teşekkür ediyorum. İzmir Kent Konseyi, birçok kurumda önemli bir temsil gücüne kavuşmuş, ortak aklın merkezi haline gelmesi yolunda önemli adımlar atmıştır. Ben değil biz olarak yola çıktık. Bizim işimiz İzmir, bizim borcumuz Mustafa Kemal Atatürk’e ve onunla yol yürüyenlere, borcumuz çocuklarımıza ve geleceğimize, borcumuz bu ülkeye ve İzmir’e… Ben, sizlerin vicdanınıza, adaletinize güveniyorum. Seçim size emanettir. Biliyorum ki asla yalnız yürümeyeceğim.”

‘BÖYLE KENT KONSEYİ OLMAZ..’

Adaylardan Yalçın Kocabıyık da, “İzmir Kent Konseyi, kent konseyi gibi çalışmıyor çünkü kent konseyinin olması gerektiği gibi bir yerde değil. Çağdaş ülkelerde olduğu gibi kent konseyleri o şehrin tüm sorunlarını el atacak bir kurumdur. Belediye meclisinin çalışmalarına katkı koyacak projeler üretmek gerekir. Sayın Başkan güzel bir konuşma yaptı ama ben isterdim ki ‘İzmir için şunu yaptık’ diyebilsin… Kent konseyleri iki senedir çalışma yapmamış, iki senedir alınan kararlar hayata geçirilmemiş. Bir dernek gibi çalışmış. Güzel laflar söylemek olabilir ama icraat nedir, yaptığınız nedir bunu söyleyeceksiniz. Çocuk meclisi yapıldı. Çocuk Meclisi’nde çoğunluk yokken genel kurul yapıldı ve kabul edildi, yok böyle bir şey. İzmir Kent Konseyi temsilcileri yasalara göre genel kurul yapmak mecburiyetindedir. Gençlere projeler yapmıyoruz. 60 tane çizgimiz kırmızı, alınmadı. Hani katılımcılık, çoğunculuk, hani gençlik? Bu dönem gençlerimizi kadınlarımızı kent meclisine sokmak istedik ama hepsi kırmızı aldı, dışarıda bırakıldı. Böyle kent konseyi olmaz! Yapılan kadın meclisi genel kurulu için bir tek kişi itiraz etse düşer. Siz neye dayanarak 30 ilçeden bir muhtar seçerek oy kullandırdınız, muhtarlar meclisi kurdunuz? Yasal değil. Bunun gibi çok şey var. Biz bir eksiğimiz olduğu zaman o gelsin diye uğraşırken, iki sene içinde bir kez toplantı yapılmadı. Kent konseyi kent konseyi gibi yönetilse, projeler üretse alkışlarız; neden onun karşısına çıkalım? Gelin, İzmir’in tarihine, geçmişine, değerlerine sahip çıkalım ve bir araya gelelim” ifadelerini kullandı.

ORTAK AKIL VE ÖRGÜTLENME

Son olarak kürsüye çıkan Prof. Dr. Adnan Akyarlı, “Bugün yeni bir yapılanma önereceğim. Nasıl bir dönüşüm sağlayacağız? Bu dönüşümde birlikte görebileceğimiz ve destekleyebileceğimiz ortak ilkeler var; toplumculuk, hak severlik, gönüllülük, yüreklilik, örgütlülük, öngörülülük, özgürlük, özerklik, çağdaşlık, bilimsellik, dayanışma, paylaşma, takım oyunculuğu… Bunlar bizim temel ilkelerimiz olmalıdır. Öte yandan insan, sevgi, saygı, barış, adalet, demokrasi, kültür, sanat, liyakat gibi pek çok unsur da hepimizin ortak değeri olmalıdır. düşünsel siyasal ve eylemsel özelliği olan bir kent konseyi. Bu görevi istememdeki temel etken gönüllülüktür. Bu görevin hiçbir zaman statü sağlamadığını biliyorum ve statü sağlamamasını istiyorum. Çünkü bu tür görevler statü sağlamaz, sorumluluk artırır. O sorumluluğa bağlı yetkiler olur. Yetkilerimizi bütün paydaşlarımızla birlikte kullanmalıyız ve sinerji yaratan ortak akla doğru yönelmeliyiz. Biz buna yatay örgütlenme diyoruz, ben bu modeli uygulayacağım. Yetkilerimi ortak akılla kullanacağım ama sizden farklı biri olmayacağım. Benden önce görev yapan arkadaşlarla sürekli iletişim halinde olacağım. İnsan haklarına, engellilere kadınlara ve çocuklara öncelik vermek üzere insanları savunacağım. İnsanları insan oldukları için seviyorum. İnanın ki aday olduğum yönetim görevini iyiye kullanma yetimi kendimde görüyorum ve bu inançla bu özgüvenle sizden bu görevi istiyorum” dedi.

‘ANAHTAR LİSTEM OLAMAZ’

“Demokrasiye inanmış bir arkadaşınızım, yürütme kuruluyla ilgili bir anahtar listem olmaz” diyerek konuşmasına devam eden Akyarlı, “Yürütme kurulu, buradaki aklı ileride, entelektüel kapasitesi yüksek olan genel kurulun kararıyla oluşacak bir yapı. Seçilince bütün adaylarla toplanacağım, çünkü aday olan herkesin kafasında bir fikir vardır. Bütün yürütme kurulu toplantılarında asiller ve yedekler beraber olacak. Kimseyi ayrıştırmaya hakkımız yok. Gençlik meclislerimizi destekleyeceğiz. Kadınlar çok önemli… Neden müfredat baskısı üzerinde bir örgütlenme yapılmasın, neden insanların yoksulluktan kırıldığı bugünlerde bu sorunları tartışan bir yapı olmasın, EYT’lilerin hakları niye savunulmasın? İzmir Kent Konseyi’nin oldukça güçlü bir örgütsel yapısı var, bunun etkileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkeye örnek olacak bir kent konseyi modelini yaratabiliriz” açıklamalarında bulundu.

İLK TURDA KİM KAÇ OY ALDI?
İlk turda başkanlık için yarışan isimlerin aldığı oylar şöyle:

Nazik Işık 107
Adnan Akyarlı 109
Metin Erten 32
Yalçın Kocabıyık 62

İKİNCİ TURA GEÇİLDİ

Adaylardan herhangi biri hazirunun 3’te 2’sinin oyunu alamadığı için ilk turda başkanlık seçimi gerçekleşmedi. Beş oy geçersiz sayıldı. Seçim için ikinci tura geçildi. Divan, 4 adayın da ikinci turda yarışabileceğini açıkladı.

KOCAOĞLU’NA 1 OY ÇIKTI

Seçimde İzmir Büyükşehir Belediyesi eksi Başkanı Aziz Kocaoğlu’na 1 oy çıktı. Nazik Işık, Adnan Akyarlı, Metin Erten, Yalçın Kocabıyık’ın aday olduğu seçimde Kocaoğlu aday olmadığı için söz konusu oy geçersiz sayıldı.

İKİNCİ TURDA KİM KAÇ OY ALDI?

Seçimin ikinci turunda adaylar şu oyları aldı:

Nazik Işık 104
Adnan Akyarlı 138
Metin Erten 8
Yalçın Kocabıyık 41

ÜÇÜNCÜ TURA GEÇİLDİ

İkinci turda da adaylardan herhangi biri hazirunun yüzde 50’sinden 1 fazla oy alamadığı için seçimde üçüncü tura geçildi. İkinci turda sandıklardan bir boş oy çıkarken 4 oy da geçersiz sayıldı. İkinci turda en çok oy alan; Nazik Işık ve Adnan Akyarlı’nın üçüncü turda başkanlık için yarışacağı açıklandı.

YENİ BAŞKAN AKYARLI OLDU..

Başkanlık seçiminin üçüncü turunda Nazik Işık 112, Adnan Akyarlı 177 oy aldı. İki oy geçersiz sayıldı. Prof. Dr. Adnan Akyarlı üçüncü turda en çok oyu olarak İzmir Kent Konseyi’nin yeni başkanı oldu.

BİR DÖNEM İÇİN GELDİM’

Yeni Başkan Akyarlı, kürsüye gelerek teşekkür konuşması da yaptı.

Akyarlı, “Türkiye’de örnek gösterilecek demokratik bir seçim sonrası bir karar oluştu ve İzmir Kent Konseyi Başkanlığı’na beni başkan seçtiniz, çok teşekkür ediyorum. Bir dönem için geldim. Sadece bir dönem İzmir Kent Konseyi Başkanlığı görevini üstleneceğim. Hiçbir siyasi hedefim yoktur. Mahalle delegeliği dahil hiçbir siyasi makama aday olmayacağım. Sivil toplum siyaset üstünde ancak evrensel değer ve ilkeler bağlamında birlikteliğini sağlamak için bir yolculuğa başlıyoruz. Bugüne kadar koşulların oluşumunu sağlayan Sayın Aziz Kocaoğlu, Numan Kızıltan, Çağrı Gruşçu ve Nazik Işık arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu birikime sahip olan arkadaşlarım benim en yakın yol arkadaşlarım olacak” diye konuştu..

Gizem TABAN/İZ GAZETE

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com