Ana sayfa » Güncel » KUTLU PARTİ GENEL BAŞKANI, TARİHÇİ HALAÇOĞLU’NDAN BAHÇELİ’YE: “ERDOĞAN HANGİ SÜLEYMANA’A BENZİYOR?…”

KUTLU PARTİ GENEL BAŞKANI, TARİHÇİ HALAÇOĞLU’NDAN BAHÇELİ’YE: “ERDOĞAN HANGİ SÜLEYMANA’A BENZİYOR?…”

Yazar Erdinç Şahin
0 Yorum

KUZEYEGEHABER-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hamdolsun Türk milletinde ne Süleyman ne de Sinan biter. Günümüzün Süleyman’ı Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan, günümüzün Sinan’ı Çevre Bakanı’mız Murat Kurum Bey” sözleri siyasette yeni bir tartışma çıkardı.

Kutlu Parti Genel Başkanı ve tarihçi Yusuf Halaçoğlu, Bahçeli’ye, Tayyip Erdoğan’ı tarihteki hangi Süleyman’a benzettiğini sordu.

Kutlu Parti Genel Başkanı ve tarihçi Prof. Yusuf Halaçoğlu, tarihi şahsiyetlerin günlük siyasette geçmesinin ve benzetmelere konu olmasının her zaman doğru sonuçlar vermediğini söyledi.

Halaçoğlu, ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel temsilcisi Tom Barrack’ın Osmanlı İmparatorluğu yönetim biçimi üzerinden sürekli olarak ulus devletlerin ABD’nin önünde engel olduğunu söylemesinin tek nedeninin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk olduğunu belirterek, “Barrack ne söylediğini iyi biliyor. Ortadoğu’da ulus devletler üzerinden kontrol sağlayamayacaklarını biliyorlar. Irak ve Suriye bugün bu nedenle bu noktaya geldi. Türkiye Cumhuriyeti ise farklı. Türkiye Cumhuriyeti’nde geçemeyeceğiniz birçok katman var. Meclis’i geçseniz, cumhuriyetin ordu gibi, yargı gibi diğer kurumları var. Bunları da geçseniz Türk Milleti var. Türk Milleti ise Atatürk diyor. Dolayasıyla tek hedef aslında Atatürk. Atatürk’e saldırmalarının sebebi bu. Bu saldırılar ise Türk milleti ile Atatürk arasındaki sarsılmaz bağları daha da güçlendiriyor” dedi.

TARİHTEN ÖRNEK VERİRKEN ÇOK DİKKATLİ OLUNMALI…
Türk tarihinden örnekler verirken ya da tarihin herhangi bir döneminden özellikle de tarihi şahsiyetlere atıfta bulunurken özellikle siyasetçilerin dikkatli olması gerektiğini belirten Halaçoğlu, şunları söyledi:

“Siyasilerimiz günlük politik söylemlerinde tarihi şahsiyetlerin isimlerini kullanıyorlar, kullanmayı seviyorlar. En son bir siyasetçimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret ederek Sultan Süleyman ifadesini kullandı. Sultan Süleyman ama hangi Sultan Süleyman, Kanuni Sultan Süleyman mı, II. Süleyman mı? Kanuni Sultan Süleyman benzetmesi yaparsanız farklı bir dönem akla gelir, II. Süleyman benzetmesi yaparsanız farklı bir dönem akla gelir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadığı belli. II. Süleyman döneminde de imparatorluk bir dönem yaşadı. Mimar Sinan ile bir bakanı benzetmek ise doğru bir yaklaşım tarzı olmaz. İkisinin de çok farklı özellikleri var. Mimar Sinan tarihe mal olmuş bir isim, eserleri ortada. Mimar bir şahsiyet, tarihe mal olmuş bir tarzı var. Bundan önce de bir takım benzetmeler yapıldı, tarihçiler bunları topluma tüm boyutuyla anlattı. Dolayasıyla bu tür benzetmeleri yaparak, tarihi şahsiyetleri günümüze taşırken tarih bilgisinin derin olması gerekiyor. Siyasetçiler elbette günlük sorunların çözümünde millete daha faydalı olacaklardır görüşündeyim.”

PAPAYA YAPILAN KARŞILAMA TÖRENİ DE BENZER EKSİKLİKTEN KAYNAKLANIYOR
Papa 14’üncü Leo’nun karşılanması sırasında da benzer bir tarihi eksikliğin yaşandığını belirten Halaçoğlu, şöyle konuştu:

“Hazreti Muhammed’in karşılanması sırasında söylenen ilahi çalındı. Bu da benzer bir eksiklikten kaynaklanıyor., Tarihi çok hassas bir konudur ve yerinde, zamanında kullanılması çok önemlidir. Bugün yapılan tartışmalarda yine Abdülhamit ve Vahdettin dönemleri sıkça dile getiriliyor. Bunları da görüyoruz. Ancak eksik bilgi ile yapılan tartışmaların hiçbir anlamı olmuyor. Türk Dil Kurumu Başkanı bir dönem Ermeni asıllı Agop Dilaçar’dı deniyor. Oysa kendisi uzmandı, başkanlık yapmadı. Agop Dilaçar Türkçeyi çok iyi kullanırdı. Abdülhamit döneminin bakanlarının çoğu gayrımüslimdi. O dönemin şartları içinde durum böyleydi. Bu durumu günün şartları içinde değerlendirmek gerekiyor. Eleştirisini de yine bu kapsamda yapmak gerekiyor. Şimdi bazıları da çıkıp 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlanan Hakkında Kanunu’nun kaldırılmasını istiyor. Bu çok zor olur Türkiye’de. Bu nedenle tarihi çok iyi bilmeniz,. Dönemin koşullarını çok iyi bildikten sonra tarihi örnekler verip, tarihi olayları konuşmanız gerekiyor. Topluma o zaman daha faydalı olacaktır. Bu herkes için böyledir.”

Tarihsel tartışmaların açılım süreçlerinde daha çok ortaya çıkmasının da dikkat çekici olduğunu kaydeden Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün içinden geçtiğimiz süreçte PKK elebaşı terörist Abdullah Öcalan ile birlikte bir açılım süreci gündemde. Yaşananlar bu kapsamda daha anlamlı oluyor. 4 Ocak tarihinde terörist başına yönelik özgürlük mitingi düzenleneceği ifade ediliyor. Bir taraftan ademi merkeziyet tartışılıyor. Yine daha önce Alevi ve Kürt cumhurbaşkanı yardımcıları dile getirildi. Ardından ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel temsilcisi Tom Barrack’ın yine tarihi atıfta bulunan açıklamaları var. Barrack, elbette bu açıklamalarını tesadüfen yapmıyor.

ABD’nin amacı İsmet İnönü ve Adnan Menderes döneminden bu yana ulus devleti ortadan kaldırmak. Barrack’ın son dönem açıklamaları yeni değil, daha öncede görülmüş açıklamalar. Amaçları Ortadoğu bölgesini bir bütün halinde yönetebilmek . Ulus devletler olduğu müddetçe bunu başaramıyorlar. Ulus devlet ve özellikle de Türkiye Cumhuriyeti önlerinde büyük engel. Ortadoğu’daki diğer ülkelerde bulunan aşiret ve dini grupları tamamıyla kontrol altına alabilmek için ulus devlete karşılar. Bugün bir çok ülkede bunu yaptılar. Yapamadıkları tek ülke Türkiye.”

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDEKİ HEDEFLERİ ATATÜRK…
Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’nin yıllardır istediği gibi teslim alamamasının tek nedeninin Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü ulus devlet yapısı olduğunu kaydeden Halaçoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bir türlü istediklerini alamıyorlar. Bunu diğer ülkelerde yaptıkları gibi savaşla da yapamıyorlar. Şimdi demografik yapıla oynayarak bunu yapmak istiyorlar. 10 milyon Afgan, Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen sığınmacının asıl hedefi belli. Elbette suç işleme oranları, yarattıkları diğer sorunlar da ortada. Türkiye Cumhuriyetini bu şekilde bozmak istiyorlar. Bunun da ana nedeni Türk milleti ile Atatürk arasındaki güçlü bağı bir türlü koparamadılar. Milletin yapısını bozarak bunu yapmak istiyor. Atatürk’ü yok ederek bunu yapmak istiyorlar. Türkiye’de hükümeti geçseler Meclis çıkıyor karşılarına, Meclis’i geçseler yargı kurumları var. Kumpas davaları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini neden yıpratmak istedikleri bugün daha da iyi anlaşılıyor. Hepsi bir kenara milleti bozamıyorlar. Türk milleti sürekli Atatürk’e sahip çıkıyor. Atatürk’ü yaşatıyor. Bu nedenle Atatürk’ü ortadan kaldırmak, Türk milletinin demografik yapısını bozmak istiyorlar.”

Türkiye’de tarihin yanlış anlaşılmasına en güzel örneğin Lozan Barış Antlaşmasının gizli maddelerinin bulunduğunun söylenmesi olduğunu ifade eden Halaçoğlu, “Nerede bu gizli maddeler? Hani Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılında ortaya çıkacaklardı, neden çıkmadı? Türkiye gizli madenlerini çıkarıyordu, petrol çıkaracaktı, neden çıkaramıyor? Tarih tartışılırken, gerçeğin aydınlanması, tarihin tüm gerçekliğiyle ortaya çıkması için bu sorular neden tam anlamıyla cevap bulmuyor da başka yönlere sapılıyor? Neden kimse bunu hatırlatmıyor ya da hatırlamıyor da başka başka konularla uğraşıyor? Tarihi gerçeklerden kaçılamıyor, belgeler ortada, bu nedenle tarihi konusunda herkesin hassas ve dikkatli olması gerekir diyorum” ifadelerini kullandı…

Kaynak: Yeniçağ

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Bırakın

Captcha Plus loading...

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2025 | Kuzeyegehaber.com