KUZEYEGEHABER-MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan terörist Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla terör örgütü PKK’nın silah bırakmasıyla ilerleyen süreç Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan 3 üyenin İmralı’ya giderek Öcalan’dan gelen talimatları yetkililere iletmesiyle devam ediyor.
Türkiye gazetesinin haberine göre, AKP, süreç doğrultusunda yeni bir yol haritası hazırlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla önümüzdeki dönemde atılacak hukuki adımların gerekçeleri şeffaf biçimde kamuoyuna anlatılacak.
AKP’de yapılan değerlendirmelerde, bugüne kadar yeterli bilgilendirme yapılmamasının dezenformasyon içerikli bilgilerin yayılmasına zemin hazırladığı öne sürüldü.
PKK’nın feshinin devlet kurumları tarafından teyit edilmesinin ardından gündeme gelecek hukuki düzenlemelerin hangi gerekçelerle yapıldığı, kimleri kapsadığı ve hangi sınırlar içinde uygulanacağı her aşamasıyla kamuoyuna anlatılacak.
AKP kaynakları, sürecin en kritik aşamasının hukuki adımların atılmasıyla başlayacağına işaret ederken, TBMM’ye sunulan raporun “Süreç Yönetimi” bölümünde bu konuda ayrıntılı değerlendirmelerin yer aldığı belirtildi. Raporda, özellikle toplumsal kutuplaşmayı önlemek adına şeffaflık ve hesap verebilirlik vurgusu yapıldı.
Raporda provokasyon risklerine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Özellikle mağduriyetler üzerinden nefret söylemi üretmek, sosyal medyayı ve iletişim kanallarını kullanarak devleti itibarsızlaştırmaya çalışmak, vatan ve millet için bedel ödemiş şehit ailelerini, gazileri, güvenlik güçlerini ve korucuları hedef alacak söylemlerle toplumsal kutuplaşmayı artırmak gibi yöntemler, bu süreçte dikkatle izlenmesi gereken risk alanlarıdır. Şeffaflık, sürecin arka planında gizli ve denetimsiz pazarlıklar yürütüldüğü yönündeki iddiaları boşa çıkarmanın en etkili yoludur. Hesap verebilirlik, alınan kararların hem hukuki hem de siyasi açıdan millet adına açıklanabilir ve savunulabilir olmasını sağlar.”
‘MİLLETİN HAKEMLİĞİ’ VURGUSU…
Raporda, sürecin yalnızca siyasi değil toplumsal bir boyutu olduğuna dikkat çekilerek, her aşamanın “milletin hakemliğinde” yürütülmesi gerektiği ifade edildi. Bu yaklaşımın bir tercih değil, toplumsal güvenin sürdürülebilmesi için zorunluluk olduğu belirtilirken “Bu yalnızca bir ilke tercihi değil; toplumsal güvenin devamı için zorunluluktur. Toplum, terörün sona erdirilmesi adına atılan adımların hangi hukuki çerçeveye dayandığını, hangi şartlarla kimleri kapsadığını, mağdur haklarının nasıl korunduğunu ve kamu düzeninin nasıl gözetildiğini açık biçimde görebildiği ölçüde sürece sahip çıkılmalıdır.” ifadelerine yer verildi…
Kaynak: Yeniçağ-Türkiye Gazetesi

