KUZEYEGEHABER-DEM Parti’nin 4 Ocak 2026 tarihinde Diyarbakır’da düzenleyeceği mitinge tepkiler artarken mitingin iptal edilmesi için başlatılan yasal süreçlerde devam ediyor.
Avukatlar İsmail Çevik, İsmail Sami Çakmak, Ömer Faruk Eminağaoğlu ,Selçuk Ulusoy ile Seyfeddin Çelik ve Suay Karaman Cumhurbaşkanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na ve Diyarbakır Valiliği’ne planlanan mitingin yapılmasına izin verilmemesi için dilekçe verdi.
Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu mitingin anayasa ve kanunlardaki hükümlere bakıldığında kamu düzeni açısından sakıncalı olacağını belirterek. “ Anayasamızın 39’uncu maddesi acık. Ayrıca mevcut yasalarımızdaki hükümlerde incelendiğinde kamu düzenini bozabilecek bir durum söz konusu olduğundan mitingin iptali gerekir. Eğer miting yapılır ise ve müdahale edilmez ise merkezi yönetim otoritesi zora girer eğer müdahale edilirse zaten bu mitingi düzenleyenlerinde istediği bir durumdur. Bundan yararlanmak isteyeceklerdir. Bu nedenle 4 Ocak bir kırılma noktasıdır. TBMM’de kurulan komisyonda yapılamayanı halkı sürece katarak yapılmak isteniyor. Kimse bugünlerde terörist başı için umut hakkından bahsetmiyor. Miting öncesi bundan bahsedilmiyor oluşu bu aşamada manidar olmuyor mu?” dedi.
Terörist başının PKK terör örgütünü cezaevinden yönettiğinin tüm kamuoyu tarafından açıkça görüldüğünü kaydeden Eminağaoğlu şöyle konuştu:
“Halen terör örgütü olan PKK’yı yıllardır ve halen cezaevinden yöneten, böylece bu konuda ikinci bir suçu işlemekte olan terörist başı Öcalan için, özgürlük amaçlı toplantı yapmak demek, terör örgütünü ve Öcalan’ı meşru göstermek demektir. Terör örgütü propagandası yapmak, suç ve suçluyu övmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, yasalara uymamaya tahrik, suç için anlaşma vb. suçları işlemek demektir. Anayasa’nın 34, 2911 sayılı Yasanın 17-19, 5442 sayılı Yasanın 11. Maddesi uyarınca, kamu düzenini bozan, yine suç işlemek için açık ve yakın tehlike oluşturan toplantılarla, yine suçun işlenmesini önlemek amacıyla bu nitelikteki toplantıların yasaklanması zorunludur. Böyle toplantılara izin verilemez. Aksi takdirde PKK terör örgütünü halen yöneten terörist başına destek veren eylemlere, merkezi yönetimin sessiz kalması demek, böyle eylem yapılan bölgelerde yetki ve görev kullanmaması, merkezi yönetimin fiilen bölgede ikinci plana düşmesi veya adeta bölgeden çekilmesi demektir”
Zamanla eylemlerin anılan bölgede diğer illere de yayılma riskinin olduğuna dikkat çeken Eminağaoğlu. “O eylemlere de müdahale edilemeyecek, edildiğinde kolluk kuvvetleri ve halk ile eylemciler arasında çatışma ortamı doğacak çatışmalar yaşanacaktır. Eylemlere devletin terör örgütü ve kurucusu/yöneticisi karşısında (eylemlerin yayıldığı tüm alanlarda) geri adım atması, ülke topraklarının bir bölümünde zor kullanamaz ve kamu gücünü kullanamaz hale gelmesi demektir” diye konuştu.
Eminağaoğlu, şunları ifade etti:
“ Ülkenin kuzeyinde, güneyinde, batısında, iç bölgelerinde yapılamayacak, yapılmaya yeltenilmesi durumu çatışmaya yol açacak, ülkenin doğu ve güneydoğusunda da her yerde yapılacak ortam bulunmayan böyle bir toplantı için Diyarbakır’ın seçilmesi, özel anlam taşımaktadır. TBMM’deki komisyon yoluyla atılamayan adımlar için şimdi halk meydanlara çekilmektedir. Terörist başı Öcalan ülkede kimsenin temsilcisi değildir, ülkedeki Kürtlerin asla temsilcisi değildir ve olamaz da. Bu halkımızın bir kesimine çok ağır bir hakaret ve aşağılama demektir. Terörist başı Öcalan, terör örgütünün temsilcisidir. Terör örgütü temsilcisi yani yöneticisinin özgürlüğü için yapılacak eylemlere hukuk devletlerinde kayıtsız kalamaz. Böyle toplantılar yapılamaz.”
NE OLMUŞTU?
DEM Parti, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a “umut hakkı” tanınması için 4 Ocak 2026’ta Diyarbakır’da “Abdullah Öcalan’a Özgürlük” mitingi yapma kararı almıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de DEM Parti’nin bu eylemine ilişkin “CHP’nin bugüne kadar 75 miting yaptığı bir ortamda DEM Parti’nin miting yapması büyütülecek ve mesele yapılacak bir husus değildir. Kanaatimce DEM Parti’nin 4 Ocak 2026’da düzenleyeceği mitingin hiçbir mahsurlu yanı yoktur. Elbette toplanıp beklenti, talep ve düşüncelerini seslendirebilirler. Ne var bunda?” ifadeleriyle destek açıklamıştı…
Kaynak: Yeniçağ

