Sürpriz sürpriz! Yılın en önemli kitap olayı olan TÜYAP Kitap Fuarı’nın açık olduğu şu günlerde, kitabın geleceğiyle ilgili, biri sevindirici ikincisi eğlendirici iki haberim var.
Yıllardır bu konuda kötümser haberlere çok alıştığımız için “sürpriz” diyorum. Hayat sürprizlerle dolu ama geçmişe bakıp boş hayallerle avunmamak da gerekiyor.
Kimseyi yanıltmak istemem. Eskiye, örneğin1950’lere dönüşten söz etmiyorum. Gutenberg Çağı’nın kağıt-mürekkep kitabının eski yaygınlığına ve egemenliğine geri döneceğini hayal edenlere geçmiş olsun.
Daha doğrusu başları sağ olsun! O tür kitap bir mevtadır, ancak anma günlerine konu olabilir. Çünkü o tür kitap teknolojik olarak aşılmıştır, gereksiz yüktür, irrasyoneldir, pahalıdır…
Ama belli ki hala üzerinde konuşmaya değer:
Dijital tufan altında kaldığımız son 20 yıl içinde kitabın ortadan çekilmesinin ardından işlevsel olarak büyük açıklar kaldığı görülmüş, bunun “hakikat bulantısı” gibi ölümcül sorunlara yol açtığı anlaşılmıştır. Ekranlardan yansıyan “cesur yeni dünya”da ciddi rahatsızlık ve boşluklar var; uygarlık, demokrasi ve hakikat adına kapatılması zorunlu olan boşluklar bunlar.
Konuşmaya değer; yakında burada da bir yazının konusu olacaktır.
ZİYNET KİTAPLAR…
Gelelim Kitap Fuarı nedeniyle aklıma gelen hoşluğa: “Ziynet kitap” projesi diyebiliriz.
Acaba yeni yayıncılık ekolojisinde özellikle şiir kitaplarının tasarımlanıp pazarlanmasına daha sanatsal yaklaşamaz mıyız?
Çok yıllar önce ABD’de bir iletişim uzmanının kitabın ölümü konusunda aşağı yukarı şöyle dediğini duymuştum.
“Kitabın işi bitti derken, bundan sonra hiç kitap çıkmayacak demiyoruz. Daha az, ama daha güzel kitaplar çıkabilir. Nesne olarak daha iyi tasarımlanmış, okunmanın yanı sıra saklanmak, gösterilmek, fiyakası satılmak üzere özel nesnelere dönüşmüş zarif kitaplar. Yaldızlı ve yıldızlı kitaplar. Deriyle kaplı kitaplar.
Hatıra eşyası kitaplar. Antikalar. Armağan kitaplar. İmzalı kitaplar. Koleksiyonluk kitaplar. Sergisi açılan, müzayedeleri yapılan kitaplar…”
Ziynet kitaplar! “Ziynet” yakıştırması benim.
Zamanımızda bilgiyi ve belgeyi depolayıp saklamak işlevi kitaplardan dijital mecralara kaymıştır.
Dijital bulutlar tıka basa şiir doludur. Silo ve sebil olarak bunlar 7/24 erişime açıktır. Kullanım bedava ya da çok ucuzdur. Sığa sorunu yoktur.
“İKİNCİ YENİ” SETİ…
Ben ziynetleşmenin özellikle şiir kitapları için uygun olabileceğini düşünüyorum. Örneğin Cemal Süreya’nın Üvercinka’sının özel ve güzel “ziynet” versiyonuna hangi şiir tutkunu sahip olmak istemez ki!
Bunlara Turgut Uyar’ı, Edip Cansever’i, Ece Ayhan’ı ekleseniz… O rafa bakınca hangi İkinci Yeni hayranının ağzının suyu akmaz?
Tezgahları böyle ziynetlerle dolu kitap fuarları da daha ilginç ve renkli olacaktır.
DENEMESİ BENDEN…
Bütün Vapurlar İptal adlı yeni şiir kitabımı 2026’nın ilk günlerine yetiştirmeye çalışıyorum.
Şiirler hazır. Yakında internette Blog’uma (haluksahin.net) yükleyeceğim. Dünyanın neresinde olursa olsun herkes bedava okuyabilecek.
İlle kağıt-mürekkep eski moda kitaptan okumak isteyenler olursa, onlar için yeni elektronik baskı sistemiyle sınırlı sayıda basılmasını sağlayacağım. Diyelim 300 adet.
Şiirsever okur bu normal kitabı yayınevinden ya da kitapçıdan bedeli karşılığında alınabilecek.
“Ziynet”çilere gelince… Özel-ve-güzel-kitap-nesnesi üretmek isteyen sanatçı ruhlu yayıncı arkadaşlarım, nesneyi ürettikten sonra bir şekilde meraklılarına duyuracak ya da iletecekler. İsteyenler parayı bastırıp onlardan alacaklar…
Kaça sattıkları beni ilgilendirmez. Ben para istemiyorım. Şiirler zaten internette bedava.
Tek ricam kendi koleksiyonum için bir örnek kopya olabilir!
Ve derken şiir elden ele… olur mu dersiniz?…

