KUZEYEGEHABER-1 Temmuz 2025’te Şili’deki ATLAS teleskobu tarafından keşfedilen 3I/ATLAS, ilk andan itibaren alışılmış kuyrukluyıldızlara benzemedi. Güneş’ten uzaklaşması gerekirken Güneş’e dönük bir parıltı sergiledi ve garip hızlanma davranışları gösterdi.
James Webb Teleskobu ölçümleri, 3I/ATLAS’ta olağanüstü yüksek CO₂/H₂O oranına işaret etti.
Bağımsız çalışmalar ayrıca, çekirdeğinin metallerce zengin ve olağandışı derecede sağlam olduğunu gösterdi.
Bu özellikler, cismin kendi yıldız sisteminin çok soğuk, dış bölgelerinde oluşmuş olabileceğini düşündürüyor.
“BU BİR SÜRÜ OLABİLİR”
Avi Loeb’e göre 3I/ATLAS’ın davranışları tek bir doğal kayayla açıklanamayacak kadar karmaşık.
Loeb, özellikle anti-solar parıltının (Güneş’e dönük ışık saçılması) kalıcılığının, yalnızca “görsel illüzyon” ile açıklanamayacak ölçüde güçlü olduğunu savunuyor.
Loeb’in bu hipotezleri, daha önce Oumuamua hakkında yaptığı tartışmalı yorumları yeniden gündeme getirdi.
BİLİM DÜNYASINDAN İTİRAZ
Çoğu astronom ise Loeb’in iddialarına temkinli yaklaşıyor. Ağustos 2025 tarihli hakemli bir çalışma, 3I/ATLAS’ın tüm garip davranışlarının metalce zengin ve büyük taneli toz yapısından kaynaklanabileceğini belirtti.
Bu açıklamalara göre 3I/ATLAS olağanüstü, ama tamamen doğal bir yıldızlararası kuyrukluyıldız olabilir.
TARTIŞMA SÜRÜYOR
3I/ATLAS’ın gerçek doğası henüz çözülmedi, ancak tartışma büyük bir önem taşıyor.
Eğer Loeb’in “sürü” ya da “yapay köken” iddiaları doğrulanırsa, insanlık tarihinin en büyük keşiflerinden biri olabilir.
Eğer doğal bir cisimse bile, görülen anomaliler yıldızlararası cisimlerin düşündüğümüzden çok daha çeşitli olduğunu ortaya koyuyor…
Kaynak:NTV

