KUZEYEGEHABER-Gazeteci Levent Gültekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malazgirt Zaferi’nin 954. yılı dolayısıyla yaptığı konuşmayı değerlendirerek, AKP’nin iktidarda kalma stratejisinin “bitmeyen hayaller” üzerine kurulu olduğunu iddia etti. Gültekin, Erdoğan’ın “son düzlüğe vardık” ifadesinin yıllardır tekrarlanan bir umut söylemi olduğunu belirtti.
Konuşmanın beklenenden düşük tonda olduğunu ve çözüm süreciyle ilgili net bir tavır içermediğini ifade eden Gültekin, Erdoğan’ın toplumu ikna edecek güçlü mesajlar vermediğini söyleyen Gültekin ekonomik vaatlerin sürekli tekrarlandığını ancak gerçekleşmediğini vurguladı. Gültekin, “Her seçim öncesi enflasyon düşecek, alım gücü artacak deniyor ama sonuç değişmiyor” dedi.
Gültekin, Erdoğan’ın halkın umut satın alma eğilimini iyi analiz ederek iktidarını sürdürdüğünü muhalefetin ise topluma güçlü bir gelecek hayali kurduramadığı için bu stratejiye karşı etkisiz kaldığını ifade etti. “Toplum inanmak istiyor, belki toparlar diye düşünüyor” diyen Gültekin, iktidarın bu psikolojik zemini ustalıkla kullandığını belirterek şöyle konuştu:
Malazgirt’in 954. yılı sebebiyle programlar vardı. O tartışmalardan sonra Erdoğan’la Bahçeli ilk kez yan bir fotoğraf verdi. Erdoğan, yaptığı konuşmada terörsüz Türkiye sürecinden bahsederken “son düzlüğe varmış bulunuyoruz” dedi.
Erdoğan’ın bitmeyen düzlükleri, bitmeyen hayal satmaları bitmiyor yıllardır. Erdoğan’ın konuşmasını dinledim. Konuşma beklediğimden çok düşük tondaydı. Kulislerde Malazgirt’ten çok güçlü bir mesaj vereceği bekleniyordu. Erdoğan çok güçlü bir mesaj verecek Malazgirt’ten ve Bahçeli ile Devlet Bey le beraber gitmişler Ahlat’a. Orada tören yapıyorlar. Ben çok daha güçlü en azından çözüm sürecinde kendisine söylenen ayak diretiyor, ağırdan alıyor yorumlarını boşa çıkaracak bir yaklaşım ortaya koyacağını düşünüyordum.
Fakat öyle olmadı. Çok düşük tonda bir hala oyalamaya devam ediyor. Sadece “uğraşıyoruz, terörist Türkiye hedefimizden vazgeçmiş değiliz” dedi. Toplumu buna ikna edecek güçlü mesajlar yok. Genel olarak baktığımda çözüm süreciyle ilgili yani terörsüz Türkiye meselesi ile ilgili henüz net bir tavır koymadı. Belli ki bir şey bekleniyor. Suriye meselesi bekleniyor olabilir veyahut üzerinden içerideki toplumsal baskıdan dolayı tedirginliğini atamıyor. Erdoğan son düzlükteyiz meselesini ben biraz Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntılara yönelik olduğunu düşünüyorum.
Ona yönelik söyledi. Çünkü artık şaha kalkıyoruz. Türkiye büyük devlet yani 100 Türkiye yüzyılı hedefine varıyoruz. Çok zorluklardan geçtik, az kaldı sabredin. O sabrın sonunda ne göreceğiz? Onun sattığı hayal üzerinden baktığımızda ekonomimiz düzelecek, pahalılık bitecek, işsizlik ortadan kalkacak. Biz dünya devletine dönüşeceğiz bir anda Türkiye dünyanın süper gücüne dönüşecek onu anlatıyor.
İKTİDAR HAYAL SATIYOR
Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu minvaldeki ilk konuşması değil. Böyle dişinizi sıkın. Az kaldı, bitti, bitiyor şeklinde benim hatırladığım bir sürü konuşması var. Hele bir tanesi var ki Cumhurbaşkanlığı kampanyasında “Bu kardeşinize verin yetkiyi, görün neler oluyor cümlesini” hepimiz hatırlıyoruz. Sonuçta verdik yetkiyi, gördük boyumuzun ölçüsünü. Dolar oldu 41 lira, %50 enflasyon oldu ama şimdi 35’lere kadar düştü. Erdoğan Cumhurbaşkanı son yaklaşık 10 yıldır hayal satarak var iktidarını sürdürüyor. Ve toplum doğası gereği hayal almaya çok teşnedir, çok yatkındır doğası gereği, çünkü umut satın almak istiyor. İnanıyor, inanmak istiyor. İşlerin düzeleceğine inanmak istiyor. O yüzden toplumların bu psikolojisini bildikleri için liderler hayal satmaktan geri durmazlar.
Peki ne olacak? 10 yılda yapamadığın neyi bundan sonra yapacaklar? Bunun cevabı yok. Bu yüzden hayal satıyor diyorum. Yani arkadaş bu dolar senin döneminde bu kadar arttı. Hangi yanlış politikaları izledin? Ondan vazgeçiyor musun? Mesela, “Ey halkım, biz şimdiye kadar şunlar böyle bir politika izliyorduk. Bu belli ki bizim ülke gerçeklerimizde pek uyuşmadı.
Ama şimdi artık şöyle bir politika izleyeceğiz. Göreceksiniz bir yılda şöyle olacak. Biz şunu yapıyorduk. Faiz şöyleydi. Şimdi şöyle olacak” diyor musun? Şu andaki aylık faiz oranıyla her ay Türkiye’nin milyarlarla doları yurt dışına transfer ediyor. Hangi can dayanabilir ki buna? Hangi sermaye, hangi kaynak dayanabilir?
Her seçim, her seçimden önce bu yıl son göreceksiniz. Önümüzdeki iki yıl içerisinde enflasyon tek haneli rakamlara düşecek deniyor. Son 5 yıldır düşmüyor. Göreceksiniz 2 yıl içerisinde alım gücümüz şöyle olacak deniyor. Hala düşmüyor. Erdoğan’ın bitmeyen bir hayal pazarlama gücü var. Bu niye başarılı oluyor? Çünkü muhalefetin topluma bir hayal kurdurma gücü henüz o oranda gelişmediği için toplum hala dönüyor. Halk da alıyor yani ne yapsın? Halk şöyle düşünüyor. Acaba toparlar mı? Belki toparlar. Öyle bir algıya kapılıyorlar diye tahmin ediyorum…
Kaynak: Yeniçağ