KUZEYEGEHABER-TBMM Genel Kurulu’nda Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, “Bu bir kanun değişikliği değildir, İstanbul’un malına, hafızasına, tarihine çökme operasyonudur.
Bu, bir mülkiyet transferi operasyonudur. Bakın, bugün Silivri’de zindanda tutulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve ev hapsinde bulunan Sayın Mahir Polat bu kentin ihmal edilmiş mirasını korudular, yıkılmış binaları yeniden hayata, yaşama döndürdüler, talan edilmiş olan belleği onardılar, İstanbul’a ait olanı İstanbul halkına iade ettiler ama daha önemlisi de ranta teslim etmediler” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Vakıf taşınmazları, kültür varlıkları, tarihi alan yönetimi ve kültür, turizm faaliyetlerinde dijital denetimi güçlendirmesine yönelik düzenlemeleri içeren Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor.
‘BU DÜZENLEME HALKIN İRADESİNE DOĞRUDAN MÜDAHALE ARACIDIR’
CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, şu ifadelere yer verdi:
Bu teklifle iktidar resmen halk iradesine karşı bir savaş başlatmış durumda. Düşünün, bir imza atılıyor valiliğin binası, üniversitenin yapısı, belediyenin arsası, hazine malı, hepsi Vakıflar Genel Müdürlüğüne devroluyor; bir kalem darbesiyle, bir imzayla hem de. Bu kamu malı dediğiniz şey artık tek bir gecede el değiştirebiliyor. Oysa mevcut yasa çok açık, Vakıflar Kanunu’nun 30’uncu maddesi 2 tane şart arıyor. Bir, yapı vakıf kültürü olacak yani tescilli. İki, vakıf eliyle yapılmış olacak yani ortada belge, kayıt, delil olacak. Şimdi, bu şartları engel olarak görüyorlar ve diyorlar ki; ‘her ne suretle olursa olsun bir vakıf izi varsa, bir onarım yapılmışsa, bir kiralama ilişkisi kurulmuşsa o artık vakıf malıdır’.
Bu, bir kanun değişikliği değildir, İstanbul’un malına, hafızasına, tarihine çökme operasyonudur. Bu, bir mülkiyet transferi operasyonudur. Bakın, bugün Silivri’de zindanda tutulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve ev hapsinde bulunan Sayın Mahir Polat bu kentin ihmal edilmiş mirasını korudular, yıkılmış binaları yeniden hayata, yaşama döndürdüler, talan edilmiş olan belleği onardılar, İstanbul’a ait olanı İstanbul halkına iade ettiler ama daha önemlisi de ranta teslim etmediler.
Müze Gazhane, Feshane, Moda İskelesi, Casa Botter, Yerebatan Sarnıcı, bunlar birer tarihî bina falan değiller, bunlar birer hafıza, birer dayanışma mekânı, birer kamusal nefes alanı aslında ve şimdi o hafızayı, o emeği, o mirası tek bir imzayla devretmek istiyorlar, bir gecede vakıf malı ilan etmek istiyorlar, muhafızlarından koparmak istiyorlar. Peki, bunu niçin yapıyorlar? Bu malları Ensar’a mı TÜRGEV’e mi devretmek için yoksa bu malları vakıf maskesi adı altında başka bir şekilde dağıtmak için mi? Bu düzenleme İstanbul’un belleğine, yerel demokrasisine ve halkın iradesine doğrudan müdahale aracıdır…
Kaynak: Yeniçağ

