KUZEYEGEHABER-Avrupa Parlamentosu üyesi İtalyan Milletvekili Dario Nardella, tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 2 bin 532 yıl hapsinin istendiği İBB iddianamesine tepki gösterdi.
Nardella, istenen cezaların absürt olduğunu ifade etti.
‘İKLİMİN VAHAMETİNİ GÖSTERİYOR’
19 Mart’ta başlayan İBB soruşturmasının iddianamesi 237 gün sonra tamamlandı. 3 bin 742 sayfalık iddianamede İmamoğlu’nun 2 bin 532 yıla kadar hapsi istendi.
403 kişinin şüpheli sıfatıyla yer aldığı iddianameye Avrupa Parlamentosu üyesi İtalyan Milletvekili Dario Nardella tepki göstererek İmamoğlu’na desteğini belirtti.
Dünyanın en büyük suçlusuna bile İmamoğlu’na gösterilen muamelenin gösterilmediğini belirten Nardella, istenen ceza hakkında absürt yorumunu yaparak şu tepkiyi gösterdi:
“Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz mart ayından bu yana 105 tutukluyla birlikte, çoğunluğu muhalif siyasi isimlerden oluşan yüksek güvenlikli Silivri Cezaevi’nde haksız yere tutuluyor. Dünyanın en büyük suçlusuna bile İstanbul Belediye Başkanı gibi davranılmıyor ve bu da Türkiye’nin karşı karşıya olduğu demokratik tehdit ikliminin ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.”
İmamoğlu’nun bir sembol haline geldiğinin altını çizen Nardella, sosyal medya hesabından gösterdiği tepkinin devamında şunlara yer verdi:
“Ancak savcılar bir şeyi kavrayamadı: İmamoğlu bir sembol haline geldi. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin sembolü, milyonlarca Türk’ün yılmadan savunmaya devam edeceği bir dava. Tüm Avrupa’yı ilgilendiren hukukun üstünlüğünün savunulmasının sembolü. Dünya çapındaki tüm demokratik ve ilerici toplumlar için bir umut sembolü.
Bu absürt cezalandırma talebi, Türkiye’de ve Avrupa’da iktidardaki kibir ve şiddete karşı duranları daha da güçlendirecektir. Bu suçlamaya cevaben, Aralık ayında Sosyalist Demokratlar Grubu’ndan Avrupa Parlamentosu Milletvekillerinden oluşan bir heyetle İstanbul’a döneceğiz. Amacımız İmamoğlu’na desteğimizi göstermek, ailesiyle, partisi CHP ile ve bu adaletsizliklere karşı barışçıl protesto düzenleyen herkesle dayanışmamızı ifade etmektir…”
Kaynak: Yeniçağ

