KUZEYEGEHABER-Cumhuriyet Gazetesi’nden Rıfat Kırcı’nın haberinde yer alan bilgilere göre; İsmailağa Cemaati’nin kurucusu Mahmut Ustaosmanoğlu’nun ölümünün ardından Hasan Kılıç yeniden şeyh oldu.
Kılıç’ın şeyh olmasının ardından yönetim kavgası başladı. Cemaatle ve Lalegül TV’de yaptığı konuşmalarda iç meseleleri teşhir ettiği için eleştirilen Cübbeli Ahmet, yeni şeyhe başkaldırdı.
“BUNLARIN OKÇULARDAN FARKI KALMADI”
Kılıç’ın Ustaosmanoğlu’nun sözünü tutmadığını söyleyen Cübbeli Ahmet, Uhud muharebesini örnek vererek savaş sırasında dağ yamacına yerleştirilen okçuların peygamberin sözünü dinlememesi üzerine ağır kayıplar verildiğini hatırlattı. Peygamberin, söz dinlemeyen okçular nedeniyle ağır yaralandığını ve az daha bu savaşta İslam dininin yok olacağını belirtti ve “Bunların okçulardan farkı kalmadı” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’nden Rıfat Kırcı’nın haberinde yer alan bilgilere göre; İsmailağa Cemaati’nin kurucusu Mahmut Ustaosmanoğlu’nun ölümünün ardından Hasan Kılıç yeniden şeyh oldu.
Kılıç’ın şeyh olmasının ardından yönetim kavgası başladı. Cemaatle ve Lalegül TV’de yaptığı konuşmalarda iç meseleleri teşhir ettiği için eleştirilen Cübbeli Ahmet, yeni şeyhe başkaldırdı.
“ÇOK BİLDİKLERİM VAR”
Ustaosmanoğlu’nun vasiyetine uyulmadığını aktaran Cübbeli Ahmet “Çok bildiklerim var, saati değil. Ama Allah bunları ıslah eyleyip, bildiklerimizi söylemeyi bize nasip etmesin” dedi.
NE OLMUŞTU?
Cemaatin Twitter hesabından Cübbeli Ahmet daha önceden de uyarılmıştı.
Cemaatle ilgili iç meselelerini mahremlerini teşhir ettiği ifade edilen Cübbeli Ahmet için şu ifadeler kullanılmıştı:
“Bilinmelidir ki cemaatimizin ileri gelen kıymetli hocaları, Cübbeli Ahmet Hoca’yı evinde defaatle ziyaret etmiş ve cemaatle ilgili konuların umumun önünde kürsü veya televizyon kanallarında değil hususi meclislerde muhataplarıyla konuşulması gerektiğini ifade etmişlerdir. Yapılan bu görüşmelerde Cübbeli Ahmet Hoca da her seferinde özür beyan etmiş ve bu tür mahrem konuları kürsüye ve televizyon kanallarına taşımayacağına ve muhatapları ile bir araya gelerek görüşeceğine söz vermiştir.
Buna rağmen, sohbetlerinde ve katıldığı televizyon programlarında, yapılan istişare ve görüşmeler neticesinde alınan karara aykırı olarak yine cemaatimizin mahrem konularını açmış ve hiçbir görüşme olmamış gibi aynı tavrı sürdürmüştür…”
