KUZEYEGEHABER-Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgınla mücadelede gelinen nokta ve kısıtlamaların tekrar değerlendirilmesi gündemiyle bugün gerçekleşen Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Salgını toplumsal hayatın hakim unsuru olmaktan çıkartıldığına vurgu yapan açıklamasında Koca, alınan 5 yeni kararla “yeni döneme” geçildiğini açıkladı.
Buna göre, açık havada maske zorunluluğu ve HES kodu kaldırıldı, okullarda karantina uygulanması sona erdi. Öte yandan, yeni kararlara göre, belirtisi olmayan kişilerden test istenmeyecek. Ancak Bakan Koca açıklamasında bir cümle dikkatten kaçmadı. Koca, kararların “mutlak bir mutabakatla” alınmadığını söyledi.
Bilim insanlarından henüz erken diyen ve henüz bekleme taraftarı olanlar olduğunu da ifade eden Koca, birçok bilim insanının salgın baskısından kurtulmak için aldıkları inisiyatifi desteklerini söyledi.
“ZORUNLULUK KALKIYOR AMA BİLİM KURULU ÜYELERİ YÜKSEK KORUYUCU MASKE TAKIYOR..”
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Bakan Koca’nın açıkladığı yeni kararları ve kararların “mutlak mutabakat” ile alınmamasını Gerçek Gündem’e değerlendirdi.
Fincancı, salgının etkisinin ortadan kalktığı gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getirdi. Fincancı, “Maske zorunluluğu kalktı diye açıklama yapıyor ancak yanındaki Bilim Kurulu üyeleri yüksek koruyucu maskerle duruyor” dedi.
Türkiye için serbestlik döneminin çok erken olduğunu ifade eden Fincancı, her hafta bin 500 üzerinde insanın koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlattı. Vaka sayılarına da değinen Fincancı, “Dünkü rakamlar itibariyle 60 bine yakın vakadan söz ediliyor. Düzgün bir test uygulaması yapılsa, özellikle takip sistemi işlese, filyasyon olsa, ayrıca risk gruplarında yaygın test uygulaması olsa bu vaka sayısının en az iki kat olduğunu ifade edebiliriz. Bu koşullarda önlemlerin kaldırılıyor olması ve bir rehavet yaratacak, salgın bitmiş görüntüsünün yaratılması çok büyük risk. Sağlık Bakanlığı ve siyasi otorite önlenebilir ölümleri durdurmayan bir politikayla salgını yürütüyor, salgınla mücadele etmiyor” diye konuştu.
Açık alanda maske zorunluluğunun kaldırılmasında mesafe kuralının altını çizen Fincancı, kapalı ortamdaysa bahsedildiği gibi etkili havalandırma imkanını neredeyse hiçbir yerde olmadığını ayrıca insan sayısı azaltılmadığı sürece kapalı alanda mesafe kuralının uygulanabilirliğinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Fincancı şöyle devam etti:
“Zaten salgından sıkılmış toplum bu kurallarla maskeyi çıkartıp atacak. Neyseki toplumda büyük ölçüde Sağlık Bakanlığı yerine TTB’nin önerileri dikkate alınıyor. Biz de dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz. Var olan tabloda riskleri göstermeye çalışıyoruz. Bu tabloda maskesiz olma halinin çok büyük bir sıkıntı olduğunu biliyoruz. Özellikle de gençlerde. Aşılı olanlarda hastalık belirtisiz ya da hafif geçebiliyor. Ancak bu genç insanların yaşı ileri olan ya da kronik hastalığı olan yakınları da var. Onlar için de risk oluşacak kaçınılmaz olarak.”
Hastalık belirtisi olmayandan test istenmemesi kararını ilişkin olarak Fincancı, “Aşılama oranlarını düşünüldüğünde taşıyıcı olanların serbest dolaşımı, HES kodu kontrolünün kalkmış olması ile birlikte çok ciddi anlamda bir salgının yayılması ve yayıldıktan sonra bağışıklık oluşması düşüncesine dayanıyor olabilir bu karar ama çok yanlış. Omicon geçirenlerden yeniden 1 ay sonra enfeksiyonlar görebiliyoruz” dedi.
“BU KARAR SERMAYEYE HİZMET EDİYOR..”
Fincancı, Sağlık Bakanı Koca’nın yeni dönem kararlarının “mutlak mutabakatla alınmadı” açıklamasını ise şöyle değerlendirdi:
“Bütün bu koşullarda siyasi otorite ciddi bir yönlendirme çabası içinde davranırken ona karşı olumsuz görüş bildiren Bilim Kurulu’ndaki meslektaşlarımı selamlıyorum ve teşekkür ediyorum onlara. Belli ki Bilim Kurulu’ndaki bununla ilgili bir tartışma oldu ve meslektaşlarımızda uygun olmadığını ifade ettiler. Bu çok önemli. Bilim Kurulu üyelerinin yüksek koruyucu maske ile toplantıya katılmaları da aslında topluma bir mesaj. Nasıl korunmaları gerektiğini anlatıyor.
Özellikle Omicron’un çok hızlı bulaşma özelliği dikkate alındığında kapalı ortamlarda yüksek koruyuculu maske kullanılmasını başından beri öneriyoruz. Bilim Kurulu üyeleri de o ekrana öyle çıkarak topluma bir mesaj vermiş oldu. Bu kararlar siyasi bir karar. Bu siyasi karar da sermayenin ihtiyaçlarına göre veriliyor.
Test zorunluluğunun ortadan kalkması da sermayenin ihtiyacına hizmet ediyor. Çünkü test zorunluluğu ortadan kalkıyor ama özel sektörde parasını verip test yaptırmanın önünde bir engel yok. İnsanlar kaygı taşıdıkları için özel sektörde bu testleri yaptırmak zorunda kalacaklar..”
