Ana sayfa » Güncel » Çiğdem Çimen-FAZLICA’DA HAYAT BİR BAŞKA GÜZELDİR…

Çiğdem Çimen-FAZLICA’DA HAYAT BİR BAŞKA GÜZELDİR…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

Fazlıca, idari bölüm olarak daha önceleri köy iken 2012 yılındaki yasa değişikliğinden sonra Balıkesir’in Havran ilçesinin bir mahallesi olmuştur. 2007-2019 yıllarını kapsayan nüfus sayımlarına bakılınca, Fazlıca’nın nüfusunda dikkat çekici bir değişiklik olmadığı görülmektedir.

TÜİK Merkezi Dağıtım Sistemi Nüfus Verileri’nden elde edilen bilgiye göre, 2019 yılına ait nüfus verisi 858’dir. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan köyümüz, Havran ilçe merkezine sadece 10 km. uzaklıktadır. Fazlıca’ya, ölümsüz zeytin ağaçlarının taçlandırığı bir doğa yürüyüşünün ardından ulaşmak mümkün.

Doğa ile baş başa kalınan bu yolculukta, Kazdağları’nın en önemli dağ silsilesinden biri olan Eybek Dağı bütün görkemiyle sizi başka bir dünyaya alıp götürür. Ciğerlerin bayram ettiği tertemiz havada yürüyünce insan kendini yeniden doğmuş gibi hisseder.

Atılan her adımın keyfi sürülürken birden göğü kara bulutlar kaplayıverir. Köy yolunun muhteşem atmosferinden sarhoş olan insan, içtiği oksijen şerbetinin tesirinin kaybolduğunu anlar. Eybek Dağı’nı baştanbaşa yeşile bürüyen nice ağacın arasına hiç ama hiç yakışmayan taş ocaklarının eseri olan manzara ile karşılaşmanın üzüntüsü derinden yaşanır.

Ne yazık ki, Çanakkale kahramanımız Seyit Onbaşı’nın köyünde on yılı aşkın süredir taş ocağı faaliyetleri devam etmektedir. Fazlıca ile aynı yol güzergâhında yer alan Tarlabaşı ve Ortaca köyleri bu durumdan olumsuz yönde etkilenmektedir.

Havran’ın Halılar, Sarnıç, Dereören, Büyükşapçı, Küçükşapçı ve Eğmir köyleri de Tepeoba Madeni yüzünden istenmeyen sonuçlar ile karşı karşıya kalmıştır. Böylesine doğal zenginliğe ve kültürel birikme sahip Havran ve köylerinin üzeri, altından daha değerlidir. Bu gerçek nasıl olur da unutulabilir?  

Fazlıca ve Tarlabaşı, Polat Enerji ve yabancı ortakları tarafından gerçekleştirilmek istenen Duygu Res Projesi ile tehlikeli bir sürece sürüklenmek isteniyor. Köylerimizin tarımına, hayvancılığına, suyu kaynaklarına, doğal bitki örtüsüne kısacası köyün bütün yaşamına hiçbir olumlu bir katkısı olmayan bu projeden başka türlü bahsetmek mümkün değil.

Herkesten önce var olan o ulu ağaçların süslediği, bulutların görsel bir şölen yaşattığı, inadı ile meşhur o Eybek keçilerinin memleketi Fazlıca’ya 3.700 m. gibi çok ama çok yakın bir mesafeye rüzgâr tribünleri yerleştirilmek isteniyor.  Yenilebilir bir enerji türü olan rüzgâr enerjisi için, Eybek Dağı yöresi neden seçilir hiç anlamış değilim.

Yasal sürecin devam ettiği bu projenin, Fazlıca ve diğer Eybek Dağı köylerinin geleceğini güvence altına alan bir karar ile sonuçlanmasını diliyorum. Doğayı koruyan bir sonuç, en çok da Eybek çocukları için bir zorunluluktur.

Fazlıca halkının misafirini kendi evinde gibi hissettiren ev sahipliği, doğa ananın sunduğu cömertlik ile eş değerdir. Hoş geldin beş gittin derken birden sohbet koyulaşıverir. Yaşlı bir amca, sizinle daha yeni topladığı incirleri paylaşır. Yıllar önce Edremit Körfezi’nin tatil beldelerinde inşaatlarda çalışan ustaların hikâyelerini dinlersiniz.

Günümüzde birçok işletme, su istediğiniz zaman size hazır su getirirken Fazlıca kahvesinde Hanlar’dan gelen Eybek suyunu kana kana içersiniz. Eğer şişeniz varsa kahve sahibi, dönüş yolu için suyunuzu tamamlar. Zaten bir Eybek çeşmesi karşınızdadır. Köyde dolaşırken, doğal yaşamın en güzel örneklerini görürsünüz.

Kendi yetiştirdiği üzümünü toplayan köylü pekmez yapar. Bahçesinde oturan Fazlıcalılar, sizi evlerine davet eder. Yoldan geldiğinizi öğrenince aç olup olmadığınızı sorar. Size ikramda bulunmak için çırpınıp dururlar. Samimi bir sohbet eşliğinde içilen çaylar, sizi yaz güneşi gibi ısıtıverir.

Geçmiş yıllarda köy halkının Eybek suyunu ortaklaşa olarak kullanmasını sağlayan kazanlar bugün kullanılmıyor. Köyün üst tarafındaki Ortaoba Mahallesi’ne giderken görülen bazı çeşmeler de işlevini yitirmiş. Gereken çalışmalar yapılırsa belki eskisi gibi Eybek suyu buralardan yine akmaya devam eder.

Hazır su içilmiyor diye sevinirken bunlar gibi birkaç olumsuzluk köyde yok değil. Sevgili okurlarım, Fazlıca’nın deresi de, bu derede yaşayan balıklar da Res projesine direniyor. Köyün tepelerine çıkıldıkça sizi büyülen manzarayı oluşturan bütün ekosistem de aynı direnmeye devam ediyor.

Anadolu insanın misafirliğini gözler önüne seren halkımızın da köylerinde sağlıklarını ve huzurlarını bozacak hiçbir faaliyete izin vermeyeceklerine inanıyorum. Kendilerine maden ocaklarını ve res projesini bir iş sahası olarak görmez, çocuklarına güzel bir gelecek bırakmanın derdine düşer diye düşünmek istiyorum.

Onların bu mutlu yaşamlarına Eybek çeşmeleri de tanıklık etmeye devam eder. Yazımı sonlandırmadan önce, Fazlıca halkına sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Gösterdikleri yakın ilgi için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu güzel varlıkları güzel günler görsün. Ve diyorum ki; siz çok yaşayın özgürce koşan Eybek keçileri…

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2023 | Kuzeyegehaber.com