Ana sayfa » Güncel » KABOTAJ HAKKI MI, O DA NE ?

KABOTAJ HAKKI MI, O DA NE ?

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

1927 yılı 3 Temmuz günü Harp Okulu’ndan teğmen olarak mezun olan Hayri Saner, ilk kıta hizmeti olarak Mudanya’daki 70. Piyade Alayı’na tayin edilir. Genç teğmen, İstanbul’dan Sevinç Vapuru ile yola çıkar.

Yolda, bir çay ve bir simit de ikram edilir.

Kıta hizmeti tamamlanınca, bu kez son görev yeri Çanakkale’den yine tarifeli vapurla yola çıkar, akşam saatlerinde İstanbul’a ulaşır ve yine tarifeli vapur ile Trabzon’a hareket eder.

Düşünün; Cumhuriyet’in ilk yılarıdır ve bu ülkede Marmara ve Karadeniz’de “tarifeli yolcu gemileri” çalıştırılmaktadır.

28 Mayıs 1928’de ise “Van Gölü’nde vapur işletmesi” hakkında kanın kabul edildi.

LOZAN Antlaşması ile KAPİTÜLASYONLAR (Yabancılara tanınan ekonomik imtiyazlar) kaldırılıyor ve Türkiye’nin TAM BAĞIMSIZ kimliği onaylanıyordu.

20 Nisan 1926’da ise TBMM’nde “Kabotaj Kanunu” kabul ediliyor. Buna göre;

8333 km. sahil şeridine sahip ve üç tarafı denizle çevrili “Türkiye, limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römork hizmetleri Türk vatandaşları ve Türk bayrağı taşıyan gemilerce yapılacaktır.”

1950 yılına kadar Marmara ve Karadeniz’de “tarifeli yolcu ve yük taşımacılığı” gelişerek sürdürülmektedir.

Ancak; 1950’de Demokrat Parti iktidarı ile birlikte denizyolu taşımacılığı önce duraklama sonra da gerileme dönemine giriyor! Çünkü, DP’nin çok yönlü ilişkiler içinde olduğu ve “İKİLİ ANLAŞMALAR” ile bağlandığı ABD’nin dayatması ile Karayolu taşımacılığı” gelişirken denizyolu ulaşımı güdükleşiyor!

Komşumuz Yunanistan, devasa yolcu gemileriyle Ege ve Akdeniz başta olmak üzere dünyanın dört bucağına turist taşıyor ve en büyük müşteriyi de Türkiye’den sağlıyor!

Ya Türkiye?

İstanbul’dan hareketle Karadeniz’i liman liman dolaşabileceğiniz bir “tarifeli yolcu gemimiz” var mı?

İstanbul’dan Akdeniz kıyılarımızdaki turistik kent ve beldelerimize denizyolu ile ulaşabiliyor musunuz? ,

Her bayram tatilinde karayollarımızda yaşanan trafik cinayetlerinde onlarca insanımız yaşamlarını kaybediyor!

Oysa; denizyolu ve demiryolu ulaşım ağı gelişmiş olsa, “KİTLESEL TAŞIMACILIK” gelişmiş olsa, hem insanlarımızı hem de ulusal servetimiz kaybetmeyeceğiz.

Bir başka konu;

Türkiye’de deniz nakliyatı işi yapan firmalarımız ve armatörlerimize ait gemilerin bir kısmı TÜRK BAYRAĞI değil, yabancı bayrağı taşıyor! Kendi ülkesine vergi vermiyor!

Son bir haber;

“Boğazlardaki kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri” özelleştirilecekmiş!?

Bu doğru ise, gerçekleşirse, boğazlardan geçecek gemileri nasıl denetleyeceksiniz? O gemilerle “silah, uyuşturucu ve her türlü yasadışı taşımacılığı” DEVLET olarak nasıl denetleyeceksiniz?

SONUÇ;

Bu ülke en büyük bedeli “yollara, köprü geçişlerine, otoyollara ve akaryakıta” ödüyor.

Tüketilen akaryakıt, trafik kazalarında hurdaya dönen araçlarla yitirilen “ulusal maddi servet” bir yana, “trafik cinayetlerinde” her yıl ortalama 5-6 bin insanımızın yaşamını yitirmesi ve bunun kat ve katı insanımızın sakat kalması ne büyük bir kayıptır!

Üstelik, otomotiv ve petrol tekelleri kazansın diye yapılan “Otoyollar ve Köprüler” kendi kaynaklarımızla da yapılmıyor! Yabancı sermaye yüksek faizle kredi açıyor, yabancı bir firma yerli bir ortakla işi gerçekleştiriyor ve 25-30 yıl süreyle DOLAR bazında otoyol ve köprü geçişlerinden çok büyük karlar elde ediyor!

Birileri, “Bu köprü ve otoyolları BİZ yaptık” diye “siyasi rant” sağlarken, bedelini VATANDAŞ ödüyor!

Bu ülkenin maddi-manevi çıkarı deniz ve demiryollarını geliştirmektir.

Bugün 1 Temmuz KABOTAJ BAYRAMI.

Ancak; diğer ulusal bayramlarda olduğu gibi bu bayramı da ulus olarak coşku ile kutlayamıyoruz!

Çünkü, ulus olarak çok yönlü sömürülüyoruz!

Ulusça her türlü sömürüye karşı UYANMAK dileği ve umuduyla…

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2023 | Kuzeyegehaber.com