ALİAĞA'DA MNG KARGO REZALETİ !
12 Nisan 2018, PerşembeTweet |

Erdinc Sahin
Türkiyenin en büyük, en güçlü ve en hızlı kargo şirketi olma iddiasında bir şirket bu. Ne kadar büyük, ne kadar güçlü olduğu bendenizi zerre kadar ırgalamıyor, zira ben işin hızlılık yönüyle ilgilenmekteyim, gerisi fasa-fiso benim açımdan.
İnternet üzerinden hizmet veren ticari şirketlerden sık-sık alış-veriş yaparım, bunun nedeni hem fiyat hemde çeşit bakımından bu mecranın daha uygun olduğuna inanmamdır. Genellikle bir-kaç firmayı tercih ederim, reklama girmesin diye firma adı zikretmeyi uygun bulmuyorum, memleketin en kallavi şirketleri desem herhalde herkes şak diye anlar.
Bu firmalar kargo şirketleriyle yaptıkları indirim anlaşmaları çerçevesinde sattıkları ürünleri kargolatır, yani işine hangisi gelirse, malını onunla yollar kısacası. Geçtiğimiz günlerde yine böyle sipariş ettiğim bir ürün MNG Kargo ile gönderildi adresime. Son yolladıkları mesaj, kargomun Firmanın Aliağa- Kyme şubesinde olduğunu, adresime ulaştırılacağı bilgisini içeriyordu.
Bugün-yarın derken aradan neredeyse 3 gün geçti, lakin benim kargodan ses-seda yok hala. Şunlara bir telefon edeyim bakalım, 500 metre mesafeye 3 gündür kargoyu neden ulaştıramadılar öğreneyim dedim. Bu kadar geniş bir sürede paketi orta boy bir kaplumbağanın üzerine bağlayıp yollamış olsalar kesinlikle gelirdi diye düşünerekten.
Kalktım-gittim Zeytinlipark Şubesine, durumu izah ettim, verilen cevap kafamın kayışını attırıp, beynimin boş dönmesine neden oluyordu handiyse.
"Efenim, Kyme şubemize gidip, kargonuzu oradan almanız gerekiyor"
-İyi de sevgili kardeşim, ben neden şubeye gideyim ki, bu paket adrese teslim değil mi ?
"Beyfendi şubelerimiz ayrı-ayrı çalışır, oraya gelen kargoyla o şubemiz ilgilenir"
-Tamam işte kardeşim, siz arayın orayı, adresime yollasınlar, bakın bugün 3 gün oldu şubeye geldiği, neden teslim etmiyorsunuz kargomu, bunu öğrenmek istiyorum.
"Biz bir şey yapamayız, o şubemiz sorumlu bu konuda"
Vay canına sayın seyirciler ! herifler 30 milyon kilometre mesafedeki Mars'a insansız araçlarla bilimsel cihazlar gönderiyorlar, adrese teslim, bunlar 500 metre öteye kargo paketini 3 gündür bir türlü teslim edemiyor, üstelik böyle bir niyetleri de yok, ben kalkıp şubeye gitmesem, kimbilir ne vakit akıllarına gelecekte, telefon edip, gelin paketinizi alın diyecekler. Neyseki orada bulunan bir dağıtım görevlisi bizim Marko'nun oraya getirip bıraktı paketi yarım saat kadar sonra.
İşe bakın ki bugün aynı olay neredeyse son kısmı dışında aynıyla cereyan etti. İki gün önce Kyme Şubesine gelen paket yine adresime teslim edilmedi, gittim, nerde benim kargom dedim, Kyme şubesinde dediler. Kyme Şubesi belediye evlerine çıkılan trafik ışıklarıın orada neredeyse.
Ulan, zaten her gün 8-9 kilometre yürüyorsun, bu da ekistirası olsun, git kendin al kargonu şekilnde bir içsel motivasyonla yollandım Kyme şubesine. Moralimi kontrol altında tutmaya çalışarak, ancak kesinlikle bu sorumsuzluğun, bu eşsiz-benzersiz beceriksizliğin hesabını sorma hakkını da saklı tutarak.
Bingo ! hele bakındı şu işe !. Benim kargo orada değilmiş, muhtemelen Zeytinlipark şubesinde olabilrmiş. Bundan sonra zemberek boşandı bende. Bastım fırçayı, beceremiyorsanız bu işi yapmayın mealinde, özetle. Bunu haber sitemde yazacağım, bu rezaleti herkes bilmeli diyerek çıktım şubeden.
Sonra yol kenarından eve doğru yürürken arkamdan bir dağıtım arabasının geldiğini gördüm, "Erdinç bey, sizin kargo aşağıdaki şubemizde kalmış ,buyurun beraber gidip alalım" teklifiyle birlikte. Adres belli, gidip oradan alıp-adrese bırakın dedim. Adam, Kültür Mahallesi Muhtarlığı nerede, bilmiyorum demez mi, Yahu kardeşim, nasıl bilmezsin, Merkez Camisinin hemen yanında diye devam ettim, belki inanmazsınız, orayı da bilmiyormuş, zira Aliağa'da değil, İzmir'de oturuyormuş.
Olaya bakarmısınız ? Aliağa'da kargo dağıtımı yapan elemanlar Aliağa'yı bilmiyor. Sonra ne mi oldu ? valla henüz ne olduğunu bilmiyorum, o arada eğer paketi kaybetmezlerse muhtemelen yarın tarafıma ulaşmış olur diye umuyorum.
Yaşadıklarımı size en ince ayrıntısına kadar anlattım, aslında ilk tecrübeden sonra yazmayı düşünmüştüm ancak münferit bir hadisedir belki, insanlık hali, neden olmasın diye düşünerekten vazgeçmiştim. Lakin bugün anladım ki bunlar bu işi sürekli yapıyor, yada daha doğru bir ifadeyle yapamıyor. Bilmeniz gerektiğini düşündüm, böyle durumlar yaşayıp, moralinizin benimki gibi yerle-yeksan olmasını istemiyorsanız gayrı karar-keyfiyet sizlerin..