ALİAĞA'LI KRONİK SORUNLARI GÜNDEME GETİRDİ, LAKİN YERİ DOĞRU DEĞİLDİ..
10 Kasım 2017, CumaTweet |

Erdinc Sahin
Dün sabah Aliağa Ticaret Odası farklı bir etkinlik düzenledi. Oda verdiği hizmetin kalitesini iyileştirmek ve bununla bağlantılı olarak önümüzdeki 4 yıllın stratejisini belirlemek için hem kendi üyelerinden oluşan iç paydaşlarını hemde Aliağa'da yaşayan çeşitli mesleklere mensup kişileri dış paydaşı olarak belirleyip bunları davet ederek bir bilgi paylaşım çalıştayı düzenledi.
Çalıştayın açılış konuşmasını ALTO Başkanı Adnan Saka yaptı. Saka başkan üzerinde çalıştığı hayli belli olan konuşmasında, fikir ve düşüncelerinizi önemsiyoruz vurgusunu yaparak, katılımcıların en az bir kısmının kendisini Necefli Maşrapa modunda hissetmesinin önünü kesmek istedi. Bunda başarılı oldu mu diye sual edecek olursanız, en azından belli bir süre katılımcıların yapılan konuşmalara verdiği tepki ve gösterdiği ilgi Saka'nın attığı taşın hedefini vurduğu izlenimi yarattı bende.
Adetten midir, bilmem, bu tür toplantılarda önce bürokratlara söz verilir. Bürokrat kısmısı talimli olduğundan çabuk uyum sağlayıp konuyu önce bir güzel şekillendirip-kıvama getirir, ardında diğer konuşmacılar surlarda açılan gediklere isabetli atışlar yaparlar, böylece maksat hasıl olmuş olur. Benim gözlemim çalıştayda buna yakın bir atmosferin oluştuğu yönündedir. Aliağa'nın sorunlarına benzeri her toplantıda olduğu gibi işaret buyurulmuş, çözümlerine ilişkin fikirler ortaya atılmıştır. Böylece çarpışan fikirlerden çıkan yıldırımlar ortalığı aydınlatmış, meydana çıkan tablo çözüm önerileri sunmak hususunda katılımcılara cesaret aşılamıştır.
Aliağa'nın mevcut sorunları son 20 senedir hiç değişmeden günümüze kadar gelmiş, üstüne yeni sorunlarda eklenmiş böylece sorunlar yumağı yokuş aşağı yuvarlanıp dev gibi büyüyen bir kartopu halini almıştır. Evet, sorunlar bilinmektedir, lakin çözümlerine yönelik herhangi bir girişim yapılması, muhtemelen eşyanın tabiatına aykırı gibi göründüğü için olsa gerek nüfusla birlikte sorunlarda büyümekte, olay giderek fasit daire halini almaktadır.
Paydaşlardan bazıları, yahu biraz kımıldayayım da, kımıl zararlısı gibi görünmeyeyim endişesiyle moderatör hanımın somağına doğru uzattığı mikrofona kendi penceresinden ilçenin mevcut arızalarını güzelce aktarmış, yukarıda da değindiğim gibi ortaya son 20 yıldır asla değişmeyen manzarasının tecelli etmesine vesile olmuşlardır. Bu noktada dikkatimi çeken bir şey olmuştur, bunu belirtmeden geçmek iş bu yazının maksadını battal edecektir, o sebepten muradımı bir cırtım bile gecikmeksizin sizlerle paylaşmak niyetindeyim.
Aliağa Ticaret Odası, adı üstünde Aliağa'da faaliyet gösteren ticaret erbabının üye olduğu yarı resmi bir toplum kuruluşu. Yanlış hatırlamıyorsam iki binin üzerinde üyesi var. Oda son zamanlarda sürekli yenilenmeye çalışan canlı ve hareketli bir organizma görünümü vermeye başladı, en azından benim için böyle. Bulunduğu konumda rolünü oynamaya azami gayret gösteriyor da denilebilir bunun için. Bu noktada bir tuhaflık yok.
Tuhaf olan şu, paydaşların sanki ilçenin sorunlarının çözüm makamı Ticaret Odasıymış gibi orta yere dökmeleri bunları. Bir an Ticaret Odası yerine temsilmisal Belediye binasında belediye organizasyonunda böyle bir çalıştayın yapıldığını düşünseniz ortada tuhaflık falan kalmayacak, her şey yerli-yerine oturacak. Bunu düşününce acaba dedim bu insanlar başka bir platform, başka bir ortam bulamadıkları için mi tüm yaşanan sorunları burada anlatmayı tercih ettiler. Galiba olan buydu. Evet, artık kronik hale gelen sorunlar, problemler hepsi doğruydu, yanlış olan bunların çözümü için yanlış yerin seçilmesiydi, bunu da öyle bir platformun yokluğuna bağlamak sanırım en doğru düşünce olacaktır.
Konuşmacılardan biri olan Muharrem Şen, ki kendisi Kültür Mahallesi Muhtarı olur herkesin bildiği gibi. Aliağa çok hızlı büyüyor, bu büyüme yanında bir çokta sorun getiriyor. Göç bunlardan biri. Göçle gelen insanların büyük bir bölümü sorunlu, onlar Aliağa'ya sorunlarını da birlikte getiriyorlar dedi, Marko. Elhak, doğrudur. 100 bine merdiven dayayan Aliağa içinden çıkılmaz hale gelen sorunlarıyla aynı zamanda yaşanıl(a)maz halede geliyor ne yazık ki.
Başta yerel yönetim, bir başka deyişle Aliağa Belediyesi bu tür buluşmaların düzenleyicisi, organizatörü, ortak noktası olmalıdır. ALTO yada benzeri kurumlar bu bağlamda lokomotif değil ancak vagon görevi yapabilir. Daha fazla vakit kaybetmeden, Aliağa yeniden yaşanabilir bir kent haline getirilmek isteniyorsa, vizyona girecek bu filmin esas oğlanı yani başrolü bellidir. Yerel seçime 1.5 yıldan daha kısa bir süre kala bir "Acil Eylem Planına" ihtiyaç vardır. Aliağa'yı ilelebet kaybetmeden önce, bu koca kent göz göre-göre son nefesini vermeden önce.
Bu yazı, tarihe bir not düşmek maksadıyla yazılmıştır, yazması bizden, okuması sizden ve sorumluluk mevkiinde olanlardan diye düşünmekteyim netekim...